• Kick-Heart Niçin Önemli?



    Yayınlanan animeleri izlerken vakit kaybı yaşadığınızı düşünüyor musunuz? Kendinizi, izlemekte olduğunuzu seriyi başka bir animeyle karşılaştırırken bulmaktan sıkılmadınız mı? Özgün olduğunu iddia eden her animede "bunu daha önce izlemiştim" hissiyatına kapıldığınızda bir hayal kırıklığı yaşıyor musunuz?

    Masaaki Yuasa (Mind Game, Kemonozume, Kaiba, Yojouhan Shinwa Taikei, Genius Party Baby Blue) ve Production I.G. 1 aya yakın bir süredir hummalı bir çalışmanın içerisindeler; tüm finansmanını, İnternet üzerinden para veren insanların karşılayacağı bir anime yaratmak üzereler. Bunun için de İnternet'i çılgıncasına kullanmaktan geri kalmıyorlar.

    [Masaaki Yuasa'nın 21 Ekim'de katıldığı Soru&Cevap oturumu]
    [Sürekli yeni karakter tasarımlarının ve haberlerin paylaşıldığı Kick-Heart resmi twitter hesabı]

    Sadist ve mazoşist iki Amerikan güreşçisinin 10 dakikalık hikayesini anlatacak Kick-Heart için ilk etapta gereken 150.000$ 1 Ekim'den bu yana insanların sermaye ortaklıkları sayesinde toplanmaya devam ediyor. "Bağış" kelimesini kullanmaktan özenle kaçıyorum zira projeye yatıracağınız her meblağ sayesinde aslında Kick-Heart'ın gelişiminde bir rol oynamış oluyorsunuz. 15$ yatırarak filmi 720p olarak indirebiliyor ve filmin posterini hiçbir kargo masrafı ödemeden kapınızda bulabiliyor, 45$ yatırarak filmin tişörtünü, DVD'sini, karakter tasarımlarını vb. evinize kadar gelecek postacıdan/kargocudan alabiliyorsunuz. Kısacası, "ne kadar ekmek o kadar köfte" diyen Kick-Heart projesine maddi olarak yaptığınız yatırım Nisan 2013'te size farklı şekillerde geri dönmüş oluyor. Tabii 10.000$ verip tüm masraflar ödenmiş bir şekilde Japonya'ya giderek film ekibiyle tanışma fırsatınız da var.

    O ekip içerisinde Mamoru Oshii gibi bir büyük isim de bulunuyor. Proje danışmanı olarak Kick-Heart bünyesinde bulunan Oshii'nin ismi aklınızda bir çağrışım yapmadıysa Ghost in the Shell dersem herhalde yeterli olur. Ha, bir de kendi kaprisim olarak Tenshi no Tamago diyeyim.

    Hemen bu noktada animenin neye benzediği hakkında fikir verecek ufak bir klibe geçelim.

    Şimdi Kick-Heart'ın neden çok önemli, belki de anime tarihinde bundan çok kısa bir süre sonra parmakla gösterilecek bir yere sahip olduğundan bahsetmem gerekiyor. Aslında mevzuyu az çok anlamışsınızdır: Bu anime sizin olacak! Yani öyle kimsenin duymadığı, bilmediği şekilde sahiplenmenizden ve içten içe "o benim kıymetlimsss" demenizden bahsetmiyorum. Kick-Heart, yönetmenin daha önceki çılgın işlerinden birini bile izlemişseniz yine tamamen özgün bir proje olacak ve siz de bu projenin sermayedarlarından biri olacaksınız. Böylesi bir fırsat kaç kez gelir ki!

    İlla ki bir bölümünde tüm karakterlerin plaja gittikleri, buram buram fanservice kokan, hep aynı mantığın türevleri olan animelerden gına geldiyse şimdi bu yepyeni projeye siz de aşağıdaki linkten paranızı koyun. İster 1$, ister 100$; hiç fark etmez. Büyük stüdyoların garanti oynadıkları anime sektöründe Kick-Heart bir devrim gerçekleştirmek üzere, parçası olmak için hala geç değil.

    Kick-Heart Projesi Anasayfası



    GÜNCELLEME

    Proje başarıya ulaştı! Duyurulan yeni amaçlar için hala para yatırabilir ve kendinize ait ilk animenin bir parçası olabilirsiniz.



    6 Görüş:

    1. En büyük dileğim bu projenin tutması. Eğer tutarsa cidden bir devrim yaşanacak. Maaşım geldiği anda 15$ ellerinde...

      YanıtlaSil
    2. Kick-heart günümz anime sektörü için gerçekten de çok önemli bir adım.

      Buna yakın bir adımı evangelion 3.0 filmi için anno'nun kendisi yaptı.Yapımcılara bağımsız olmak için seriyle alakasız bir çok reklam verdi (bunlar arasında tıraş bıçağı reklamı olarak karakterleri tıraş etti,yada bir reklam için kocaman eva robotunu bir ata dönüştürdü)

      Elde ettiği bütçeyle bağımsız bir anime filmi çekebildi(belkide)

      Gerçi evangelion ne kadar bağımsız olsa bile elinde sonunda büyük bir seyirciyi peşinden sürükleyebiliyor.

      YanıtlaSil
    3. Her ne kadar Matoko Shinkai yada Satoshi Kon gibi yönetmenlerin denemeleri yada Memories, 9 Love Stories gibi "nispeten bağımsız" yapımları takdire şayan bulsam da açıkçası "ya biz birşeyler yaptık ama çok çok farklı olsun o biçim" hesabı bir mantıkla yapılmış izlenimi veren animasyon ve kurrgulara sahip yapımları (Redline, Mind Game vs) izlemekte çok zorlanmaktayım. Bu yapım da bana benzer bir izlenim bıraktı.

      Yoshiyuki Tomino'nun, "Teknolojisinin gelişmesi ile artık isteyen herkesin tek başına yada birkaç kişiyle anime yapması mümkün. Ama hatırlanabilir ve türe birşeyler katan kurgulara sahip yapımlar için organize olmuş ekipler ile takım çalışması şart." demesini -kanımca- unutmamak gerekiyor.

      YanıtlaSil
    4. Tek başına ya da birkaç kişiyle ayda 150.000$ toplayabilen herkes anime yapsın zaten.

      Herkes Kick-Heart'ın nasıl bir anime olacağına, izlerken kendisine ne vereceğine odaklanmış durumda. 10 dakikalık bir animeden başyapıt olmasını, hayatınıza bir anlam katmasını herhalde beklemiyorsunuzdur (Gerçi Masaaki onu da yapacak kadar becerikli bir yönetmen).

      Kaldı ki Kick-Heart sulandıkça büyüyen bir bitkiye benziyor. 150.000$ ile 10 dakikalık bir film şu an cepte. Bundan sonraki süreçte dünya çapında çeşitli festivallere gönderilecek ve büyük ihtimalle bir sponsor tavlamaya çalışacak. Hepsi bir kenara Masaaki'nin asıl amacı Kick-Heart'tan bir anime serisi yaratmak, olmadı uzun metraj, o da olmazsa orta metraj bir film çıkarabilmek.

      Kick-Heart'ı bir anime gibi değil, bir proje gözüyle değerlendirmek gerek: Dünyanın dört bir yanından "isimsiz" insanların finanse ettikleri ilk Japon animasyonu. "Bu sezon da leş" diye hayıflanıp durmak yerine izlemek istediğimiz animeleri bizlerin yaratmasına ve belki (büyük ihtimalle) yakın zamanda başka örneklerin de ortaya çıkmasına olanak sağlayacak bir girişim.

      YanıtlaSil
    5. "10 dakikalık bir animeden başyapıt olmasını, hayatınıza bir anlam katmasını herhalde beklemiyorsunuzdur"

      Konuyla hiç alakam yok ama şu cümleyi görünce ufak bir ekleme yapayım dedim.
      http://www.youtube.com/watch?v=Si5cYIdY_6g

      Üzerime gelinirse örnekleri çoğaltırım. :)



      Not: Hiç alakam yok derken, Masaaki güzel hoş insandır, işlerini de epey severim. İki Amerikan güreşçisi beni pek enterese etmedi o bakımdan...

      (Sisyphe Meursault)

      YanıtlaSil
    6. Görece tüm Genius Party, Animatrix filmlerini; Yamamura Kouji'nin kısa metrajlarını vb. örnekleri de sayabiliriz. Kastım geleceğe dair bir beklenti yaratıp yaratmaması. Biraz ters olacak ama ben Masaaki'nin önceki işlerini -Baby Blue hariç- pek sevmem lakin yine de müthiş değerli animeler olarak görürüm. Kick-Heart'a ise bir anime gözüyle değil, bir proje gözüyle bakıyorum. Benim asıl beklentim, bir şeyler başarıp stüdyoların garantici tavrını kırabilmesi.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi