• 2011 Bahar Sezonu - En İyi Seri



    30 Nisan - 01 Haziran tarihleri arasında blog içinde yapılan oylamada sizlerin katılımınızla 2011 Bahar Sezonu'ndaki En İyi Seri Deadman Wonderland seçildi. Zaman ayırıp fikrini belirten herkese teşekkür ederim. Toplam 253 oy kullanılan oylamada sıralama şu şekilde gerçekleşti:


    Deadman Wonderland52
    Ao No Exorcist40
    AnoHana25
    C25
    Hanasaku Iroha19
    Gintama18
    Steins;Gate17
    Tiger & Bunny10
    Toriko9
    Hidan No Aria8
    Denpa Onna to Seishun Otoko6
    Sekaiichi Hatsukoi6
    Sket Dance6
    X-Men6
    Maria Holic Alive4
    A Channel1
    Hyouge Mono1

    Buradan çıkardığım dersler:
    1- Kaiji'yi oylamaya koymayı nasıl unuturum?!
    2- Zaman yaratıp derhal Gintama'nın ilk sezonunu izlemeliyim.
    3- X-Men, Maria Holic Alive ve A Channel'ı hemen bırakmakla doğru bir iş yapmışım.
    4- Denpa Onna to Seishun Otoko'yu biriktirip de sonra izlesem mi ki?

    5 Görüş:

    1. Evet, zaman ayırıp derhal Gintama'nın ilk sezonunu izlemelisin :)

      YanıtlaSil
    2. Tabii ki öncelikle Gintama'nın göndermelerine en çok konu olan One Piece'i izlemelisin. :P

      YanıtlaSil
    3. "Ama önce One Piece mangasını okumalısın" diye devam etmesinden korkuyorum :)

      YanıtlaSil
    4. Gorath +85 :P
      Dragon Ball ve One Piece animelerini izlemen yeterli mangaya bulaşmana gerek yok :D

      YanıtlaSil
    5. Walan ben derimki Gintamaya hiç başlama. Ben başladım.. Bırakamıyom... Her hafta fansubunu zor bekliyom.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi