• JoJo no Kimyou na Bouken - Sezon 1



    Vampirler, naziler, antik çağlardan gelen düşmanlar, silah olarak hare kullanan kahramanlar, hepsinin merkezindeki taştan bir maske... 19. yüzyıl İngiltere'si, II. Dünya Savaşı öncesi, üstün Alman teknolojisi... Ayarsız bir şiddet, küfürbaz karakterler, doludizgin tempo, atipik animasyon, muhteşem müzikler, harika bir eser, nefis bir uyarlama...



    15 yıl boyunca Shounen Jump'ta yayımlanmış aynı isimli mangadan uyarlanan Jojo's Bizarre Adventure, 2007 yılında kurulan David Production'ın 6. televizyon serisi. Önceki işlerinde (Inu x Boku SSBen-TouLevel E, Book of Bantorra, Ristorante Paradiso) seçici davranmış ve kısıtlı bir bütçeyle enikonu tutarlı yapımlar sunmuş stüdyonun, serinin kendisi gibi alenen zincirlerinden boşaldığı bir anime Jojo.

    Gucci gibi dünyanın önde gelen moda firmalarına bile kreasyon hazırlatacak kadar yetenekli Araki Hirohiko'nun mangasından uyarlanan seri; durması bir kenara, neredeyse bir nanosaniye bile yavaşlamayan aksiyonuyla inanılmaz bir sürükleyiciliğe sahip. Tipik bir iyi-kötü savaşını yansıtan eser, daha önceki muadillerinin aksine gereksiz gördüğü her unsuru törpüleyerek hedef odaklı bir anlatım sunuyor.

    Düşmanlarına empati yüklemeyip anti-kahramanlara dönüşmeleriyle hiç uğraşmayan ve saf kötülüklerine kabul edilebilir bir nedensellik bağlamayan seri, 26 bölümlük süresi boyunca iyi ve kötünün denkliğini öne çıkaran pek çok koşul yaratıyor. Shounen türünün diğer örneklerinin aksine, düşmanların da kahramanların da galibiyet şansları eşit.



    Bu denkliğin yarattığı merak duygusunun, serinin sürükleyiciliğine doğal olarak olumlu bir tesiri var. Jojo's Bizarre Adventure es vermeden anlattığı hikayesini sürekli farklı coğrafyalara taşıyarak hâlihazırdaki sürükleyiciliğine dinamizm katıyor ve pompalanmış gibi duran karakterlerine stilistik kıyafetler giydirerek yarattığı tezadın avantajlarını sonuna kadar kullanıyor. Hem çekici hem de sürükleyici bir yapı kurmayı başarıyor.

    Şimdilik herhangi net bir haber olmasa da daha yayın sürecindeyken bile ekrana gelen pazarlama faaliyetlerinden ve izleyiciler tarafından gösterilen ilgiden hareketle ikinci sezonun gelmesi neredeyse kesin. Fakat Jojo'nun herhangi tek bir bölümünü hemen şu anda izlemek bile geleceği beklemekten yeğdir zira var olan 26 bölüm kendini tekrar tekrar izletecek kadar etkili.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi