Üç sene ve 75 bölümdür sıkı çalışan Bakuman'ın son sezonu yine başlangıcında tuhaf yollara sapan ama özellikle yarısından sonra kapanış için elinden geleni yapan bir yapıya sahip. Birinci ve ikinci sezonlardaki başı-sonu belli gelişmelerin bu kez stereotip bir shounen düşmanı aracılığıyla aktarılmaya başlandığı üçüncü sezon kimseyi şaşırtmayan bir finale kimseyi şaşırtmayan gelişmelerle yürüyor... aynı, önceki sezonlarda olduğu gibi.
Şaşkınlık yaratma ve merak duygusu uyandırma çabalarıyla minik telaşlara yol açan bölümlerdeki gelişmeler yine aynı bölümün hemen ardından yayınlanan gelecek hafta fragmanlarıyla zaten aydınlığa kavuşturulmuş oluyor. Dolayısıyla Bakuman bir kez daha kalıplarının dışına hiç çıkmadan, kimseyi meraklandırmadan, en ufak bir soru işareti yaratmadan kendi çalıp kendi oynamaya devam ediyor.
İzleyiciyi bir anda içine attığı manga sektörüne ilk sezonuyla ışık tutan, ikinci sezonuyla kapalı kapıları açmaya başlayan Bakuman final sezonunda ise bu kaygılardan tamamen sıyrılmış, yalnızca başkarakter(ler)inin kariyer(ler)ine odaklanmış bir rotada kafasını öne eğerek doğruca hedefe yol alıyor. Bu dikine tavrın sezona yansıyan getirisi ise Bakuman dünyasına çabucak ışınlanmış ve bir çırpıda mağlup edilmiş düşman ile bu düşmanın ardından gelen 12-13 bölümlük telaştan fazlası değil.
Neticede manga sektörünü anlatan Bakuman son sezonuyla önce shounenvari bir çarpışmaya, akabinde ise son derece klişe bir romantik komediye dönüşerek son kez de olsa bir hayal kırıklığıyla kapanışı yapıyor. Bizlere düşense seride hissedemediğimiz merak duygusunu J.C. Staff'ın sıradaki katliamına yöneltmek oluyor.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.