• Usagi Drop - OVA - 4



    Gerçek bir masalın sonuna geldik böylece. Geçen yılın en tatlı, en neşeli, en sevimli, en mutluluk verici serisine dair izlenecek hiçbir şey kalmadı. Neden 4 OVA ile yetindiklerini anlamak mümkün değil... Şaka, şaka. Ben bu seride paspas yapan adamı bile seviyorum. Usagi Drop'a hiçbir şekilde toz kondurmam.

    Yine çok nefis iki bölümün, mezar ziyaretinin yapıldığı 8. bölüm ile dört kişilik farazi ailemizin bir araya geldiği 9. bölümün arasına yerleştirilmiş bu OVA bir kez daha Daikichi'nin havasından geçilmediği, hem çocukları hem de hanımefendiyi etkilediği şirin bir ana tanıklık etmemize yol açıyor.

    İnsanın artık bir yenisini daha izleyemeyeceği böylesi bir güzellik hakkında fazla konuşası gelmiyor. Belki ikinci sezon çıkar... çıksa ya ne güzel olur... olmaz mı...

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi