• Kuroko no Basuke - Sezon 1 - İnceleme


    Kuroko no Basuke

    Kagami Taiga yeni girdiği Seirin Lisesi'ndeki basketbol takımında oynayan Kuroko Tetsuya ile tanışır. Kuroko çok popüler bir basketbol takımı olan "Generation of Miracles"ın 6. oyuncusudur. Kagami ve Kuroko kendi takımlarını liseler arası şampiyonaya sokarak Kuroko'nun eski takım arkadaşlarına karşı oynamaya karar verirler.


    Hemen baştan söylemek gerekir ki Kuroko no Basuke öncelikli olarak asla bir spor animesi değil, sıradan bir shounen. Vitrine basketbol sporunu, tezgaha da Production I.G. gibi bir firmayı yerleştiren serinin tüm pazarlama stratejisi shounen anlatım klişelerine dayandırılarak hazırlanmış. Serinin başlarında basketbolun prensiplerini benimsemiş gibi gözüken anlatım, ilerleyen bölümlerde gitgide hafifleyip mantıkla, zekayla, gerçekçilikle hiç ilgilenmiyor.

    Şut atma gibi bir meziyete sahip olmadığı için pota altında bomboş durumdayken geriye pas çıkartan ve seriye de adını veren bir başkaraktere (Ör: 10. bölümden bir sahne); orta sahadan bile geriye gidip kendi potasının altından hiç kaçırmadan üçlük atabilen, 5-10 dakika izledikten sonra rakibin tüm hareketlerini başarıyla taklit edebilen yan karakterlere ve hepsinden de acısı bazen bu mantık hatalarını doğal karşılayıp işin içine kendi unutkanlıklarını da katabilen bir yapım departmanına sahip bir anime Kuroko no Basuke.

    (25. bölümden fahiş bir hata)

    "Yok artık LeBron James!" ayarındaki saçmalıkları göz ardı edilebilirse orta karar bir mizahı, ortama gayet iyi uyum sağlayabilen müzikleri ve ucundan azıcık da olsa basketbola dair tek gerçekçi özelliği olarak sayılabilecek ağız dalaşları sayesinde KnB kendini öyle ya da böyle izletmeyi başarıyor. Fakat konu gelişimi anlamında önceden izlenmiş diğer shounenlerden hiçbir farkı bulunmayan seride, karakterleri tanıdıktan sonra kimin hangi maçı kazanacağını tahmin etmek hiç de zor olmuyor.

    25 bölüm süren ve bir tanıtımdan pek de öteye gitmeyen ilk sezonun ardından verilen ara muhtemelen bu projenin yan ürün pazarını canlandırmaya yetecektir. Tamamıyla shounene dayandırılmış konuyu ve görece bishounene yaslandırılmış karakterleri takip etmeyi seven izleyiciler için eğlenceli bir anime olan KnB, yine de bu türle adeta kemikleşmiş "shounende mantık aramayacaksın" düsturuyla seyirciyi bazen gerizekalı yerine koymaktan da geri durmuyor.



    24 Görüş:

    1. Bu serinin ne idi_iğünü gayet iyi dile getirmişsin. Bence bunun zamanın animasyonu dışında "Captain Tsubasa" serisinden çok bi farkı yok. Maç dışı fena olmasa bile maçların abartı üstüne abartısı sinirlerimi bozdu cidden. Bi Voltran oluşturmadıkları kaldı, o da gelirse ikinci sezonda tamamdır bu gidişle.

      YanıtlaSil
    2. İkinci sezonun teması "Kuroko ilk basketini atıyor" olabilir bence. Onun da parende atarken sokacağı üçlükleri merakla bekliyorum... yok, beklemiyorum aslında.

      YanıtlaSil
    3. Yaptıkları yapacaklarının teminatı olacağından her şey çok korkutucu oluyor cidden, sihirli bi' evreni olsa gam yemeyeceğim aslında. Ayrıca üçlük demen ile seri biterken "ÇÜŞ" dedirten Midorima karakterini anmak istiyorum. Bir potadan diğer potaya mektup güvercini gibi basket gönderiyorsun bi de daha gerçek gücümü göstermedim diyorsun... *double facepalm*

      YanıtlaSil
    4. İkinci sezon çıkarsa dediğin gibi Kuroko'nun ilk basketi teması olacak. Sanırım kış kupasında Kise'nin takımıyla olan maçta rakibinden sıyrılıp basket atıyor. Hemen sonrasında Kise'nin kendi potası altından üçlük yollamasına ne desem bilemedim ama...

      YanıtlaSil
    5. Bence animelerde mantık aramamak lazım Naruto, One piece, Bleach gibi animelerden birini bile seviyorsan(sevmesende geçerli yalnızca örnek veriyorum) bunu söylemen yanlış.Anime anime kurallarını barındırdığı sürece animedir ve mantık aramak yerine animeden zevk almaya bakmalısın çünkü animelerin olağan üstülülük katılmış gerçeklerden oluşması çok doğal.

      YanıtlaSil
    6. Mantık içeren ya da kendi içinde tutarlı bir seri izlemiyorsam nasıl zevk alabilirim? KnB eğer paralel bir evrende geçse dediklerini kabul ederdim ama günümüz dünyasında geçtiğini kendi söylüyor. Bunu söyledikten sonra gıdımlık da olsa modern basketbola benzemesi gerekiyor. Abidik gubidik şutlarla, saçmasapan pozisyon almalarla bizim dünyamızda geçmediğini kanıtlayıp kendiyle çelişiyor.

      Bir de o anime kuralları nedir, nerede yazar, kim koymuştur gerçekten merak ettim. Herhangi bir animenin kendi yarattığı altyapıyla tutarsız olup mantıksızlık içermesi, hatalarla dolu olması nasıl bir gerçekliğin olağanüstü yansımasıdır? Neden gerizekalı yerine konulmayı kabul etmem gerekiyor ve daha da önemlisi bundan nasıl zevk almam bekleniyor? Esas bu mantıksızlık arayışı bana zevksizlik gibi geliyor.

      YanıtlaSil
    7. Eğer dikkat etmişsen zaten başında 'bence' demiştim.Bu sadece benim kanım.Kimseyi de gerizekalı yerine koymuş değilim eğer oradan öyle anlaşılıyorsa özür dilerim.
      Anime kurallarından kastım animenin bir mangaka tarafından çizilmesi -vb- ve çizgi dizi olmayışıdır.Yani bu herhangi bir yerde yazıyor felan değil.Mantıksızlık aramaktan ziyade illaki mantığa uydurmaya çalışmıyorum diyelim.Çünkü-kendi içinde de olsa- tutarsız birçok anime var ve yalnızca onlar değil böyle olursa diğer türlerden de hoşuna gitmeyecek birçok seri olacaktır.
      Günümüzdeki animelerin çoğu bu konsept üzerine kurulu.Yani mantık olmasa bile seyirciyi tatmin edecek heyecan ve olay sürekliliği.
      Sırf mantıksız diye tüm seriyi çöpe atacak değilim.Bana gereken zaten veriliyor.Bence bu -"shounende mantık aramayacaksın" düsturuyla seyirciyi bazen gerizekalı yerine koymak' tan daha çok (bu)animedeki heyecanı azaltan mantığı gereksiz göstererek animeden zevk almamızı sağlıyor.

      YanıtlaSil
    8. Yok, gerizekalı yerine koyan benim. Yukarıda örneğini verdiğim (fahiş) hatayı, kendi potasının önünden üçlük atan bir lise öğrencisini, pota altından şut çekmek yerine geriye pas veren bir basketbolcuyu hazmedip bunun keyfini sürmeye devam edenlere... evet, gerizekalı diyorum. Madem stüdyo, yönetmen vb. tarafından gerizekalı yerine konulmaktan gocunmuyorlar, o halde gerizekalılar.

      Mangaka, animeyi değil, mangayı çizer. Animedeki çizimler için farklı elemanlar çalışır.
      Anime, çizgi dizidir/filmdir. Çizgilerle yapılmış ve dizi/film formatında yayınlanan bir görsel sanat biçimidir.

      Sinemada nasıl çocuk filmleri diye ayrı bir dal varsa, animasyonda da aynı durum geçerli. E.T., Peter Pan, Home Alone serisi (güzel bir liste için: http://www.imdb.com/list/4JsAgDvL5Xg)... Bu filmlere giden yetişkinlerin de "bu, sinema değil" demeleri lazım aynı mantıkla. Her cümlede "çizgi, çizilmiş, çizimler" denirken anime nasıl oluyor da çizgi dizi/film olmayabiliyor? "Bu haftaki bölümde" diyoruz ve "çizimleri güzeldi" diyoruz. Bunlar bir araya gelince nasıl bir potada eriyorlar da çizgi dizi olmayan bir anime oluyorlar, gerçekten anlamıyorum. Japonların yaptığı çizgi dizinin/filmin, İngilizcedeki "animation" kelimesinin telaffuzunun (animeyşın) Japonlar tarafından kısaltılmış haline verilen isimdir anime. Hayır, çoğunluğun yanlış bildiği gibi Fransızcadan alınmamıştır.

      Günümüzdeki animelerle ilgili söylediklerine katılıyorum. Bunu da odaklanma güçlüğü çeken günümüz izleyicisine bağlıyorum. Tutup KnB gibi bir animenin DVD'leri satış rekorları kırarsa elbet bu ve benzeri saçmalıktaki yapımlar da artacaktır. Nasıl ki Accel World'ün birazcık ilgi görmesiyle MMORPG uyarlamaları her taraftan çıkmaya başladılarsa çok yakın zamanda da başka basketbol serileri görebiliriz. Ne de olsa alıcı hazır.

      En son cümleni anlamadım ama shounen türündeki yapımların büyük çoğunluğunu sevmeme nedenlerimden biri, tam da bu mantıksızlık hoşgörüsünde yatıyor. Konuyla ilgili olsun: Basketbolla ilgili, günümüz dünyasında geçen bir anime izliyoruz. Yıl 3017 falan değil, insanlar birer androide de dönüşmemiş durumdalar. Fizik kuralları halen geçerli ve bu animedeki bir delikanlı kendi potasından şuta kalkıp topu bilekten fırlatarak karşı potaya ulaştırabiliyor. Sokup sokmaması umurumda bile değil; istersen dünyanın bilek güreşi şampiyonunu getir, bilekten yapacağın öylesi bir atış orta sahayı geçerse üzerinde deneyler başlatılır.

      Evet, "çizgi dizi değil, anime bu" cümlesinde kullanılan çizgi diziler onu hiçbir şey anlamadan ve sorgulamadan izleyip sadece yaşattığı "heyecandan" zevk alan küçük çocuklar içindir. Ne tuhaf ki shounenlerin büyük bir kısmı da öyle...

      YanıtlaSil
    9. Evet tabii ki çizgi dizide ilk çizimler yapılıyor.Ama mangakanın yaptığı çizimler ilk mangaya(şuan sadece aşama farkından bahsediyorum) daha sonra animeye dönüştürülüler.Sitilleri farklıdır, hitab ettikleri kitle farklıdır.Yine de aralarındaki fark az biliyorum ama ufak bir ayrımda tür değişebiliyorsa bu ikisinin arasındaki farkları gözardı edemeyiz.
      Son cümlemde, mantığın bu tarz bir animenin heyecanını azalttığını söylemiştim.Yani animenin ne kadarını izledğini bilmiyorum ama maçlarda gördüysen normalde olmayacak şekillerde kıran kırana bir mücadele var.Evet mantıksız ama anime kuralları diye birşey var.Mesela
      #1 – Metafiziksel Düzensizliği Yasası
      Normal fizik kanunları geçerli değildir.
      Bu ilk kural. Şimdi bunu bilipte animenin tamamen normal şartlara uyarlanmasını isteyemezsin.Anime bunlarla ayakta.Tamam bu kurallara uymayan animeler var ama bunlar istendi mi yanlış olmayan şeyler.
      Hayır ben şimdi çizgi dizi islesem hala mutlu olurum.Bu, hiçbir şey anlamamdan değil sonuçta herkesin belli bir zekası var kimseyle alay edecek değilim.Çok sevdiğim çizgi dizilerim vardır ve baktığımda anime ile aralarındaki fark çok bariz.Bunlar -öyle diyorsun- benim çocuk olmamdan kaynaklanan birşey değil, her ne kadar sana çocuk işi gelse de (en az)14+ yaş gurubunun izlemekten hoşlanacağı şeyler.

      YanıtlaSil
    10. Evet, gen.tr'de yazılan kurallardan haberim var ve bunları uygulayarak kendi altyapısını oluşturmuş bir animeyi izlemekten de zevk alıyorum ama bir kez daha ve son kez yinelemem gerek; KnB böyle bir altyapı oluşturmadı, daha sonraları bu mantıksız yapıya doğru kaydı. Başlangıcında bir basketbol zevki yaşatıyordu, sonra sadece shounen zevki verdi (alıcısına). Tutarsızlıktan kastım buydu.

      Bir de şu çizgi diziler nelerdir? Tom & Jerry bir çizgi diziyse South Park, Family Guy nedir? KnB bir anime ise Furusato Saisei Nippon no Mukashibanashi isimli, çocuklar için hazırlanan şey nedir? Aralarındaki farkı bilmiyorum. Saydıklarımın hepsi çizilerek yapılıyor, hepsinde seslendirme var, hepsinin içerikleri farklı yaş gruplarına göre. Yahu, anime alt tarafı bir kelime. Nereden türetildiğini de söylüyorum. E, biçimsel olarak (çizim) da dünyanın her tarafında, her içeriğe göre muadilleri var (pornosu da dahil olmak üzere). Çizilerek yapılıyor ve büyük çoğunlukla haftalık yayınlanıyor. Yahu çizilen şeye çizgi, haftalık yayınlanan şeye de dizi deniyor Türkçede.

      YanıtlaSil
    11. Evet anime japon çizgi filmidir.South Park manga olarak çizilmiyor ama animelerin bir geçmişi var diyorum.Adamlarda çocuklara göre birşey yapmıyor demekki.Yani şimdi Tom & Jerry ile Another, Elfen lied, Mirai Nikki (Another dışındakileri izlemedim ama az çok bilmişliğim var) bir değiller.Ya da Kuroshitsuji, Kami no Puzzle ile.Bunları beş yaşındaki çocuğa izletemezsin.Yani Shounen zaten kelime anlamı olarak genç erkek veya erkek çocuk anlamına geldiği için bu tip bir animeden sen kalkıpta çocuklara göre, öylese çizgi dizi diyemezsin.Zaten hitap ettiği kitle 14+ dür ve zaten Japon'lardan çıkmadır.
      Başlı başına bir sebep olan ''Japon'' u unutuyorsun.Türkçeye değil Japoncaya göre bir elime.Nasıl bir özel ismi değiştiremiyorsak ''Anime'' yi de değiştiremeyiz.Belki ingilizceden kaynaklanann bir karışıklık olabilir ama o bir kere yerleşmiş ve anime tipleriyle çizgi film tipleri arasındaki fark almış başını gitmiş.Anime ağır konuları işler ama bunu çizgi dizi yapamaz çünkü çocuklara hitap ediyordur ve psikolojileri açısından deşilen karınlar görmek istemiyorlardır.

      YanıtlaSil
    12. Anime, Japonlar "animeyşın" diyemedikleri için kısalttıkları bir kelime. Japonca bir kelime de değil, melez bir tabir. İlk animasyonu yapan da, bu sanat biçimini bulan da onlar değil. Bana göre de teknik anlamda en gelişmişini onlar yapıyorlar ama animasyon, Japonların tekelinde olan bir sanat değil.

      Japonya'da en çok satılan, izlenen, yapımcılarına müthiş kâr kazandıran animeleri araştırmanı öneririm. Doraemon, Smile Precure vb. serilerin hangi yaş grubu için hazırlandıklarını görmen animenin "sadece" ağır konuları içermediğini anlaman için faydalı olabilir. Dünyadaki diğer animasyonlarda olduğu gibi animede de çocuklar için olan yapımlar var, yetişkinler için olanlar da. Yalnızca ağır konuları işlemiyor özetle, hatta günümüzde %90 oranda hafif konuları işleyip para kazanmaya yönelmiş durumda.

      Çizgi diziyi/filmi sadece çocukların izlediği bir tür olarak algılamaktan vazgeçersek Japon animasyonunun da bir çizgi dizi/film olarak tanımlanması gerektiğini idrak edebiliriz diye umuyorum. Animede de aynı Tom & Jerry gibi çocuklar için, aynı South Park gibi yetişkinler için yapımlar bulunmakta ve her yaştan izleyiciye göre farklı içerikler sunulmaktadır.

      YanıtlaSil
    13. Madem milletlere giriyorsun, Turkiye'yi ele alalim.''Cizgi film'' denilince aklimiza South Park gelmiyor.Tom & Jerry geliyor.Ayni sekilde ''anime ve cizgi film'' denilince aklimizda olusan iki goruntu arasindaki farkin haddi hesabi yok.Biri Tom digeri Naruto.Fark o kadar acik ki nasil kapatabildigine sasiyorum.Animenin bir sitili bir tarzi var orani olculeri var bunu bilerek gitmis bana South Park taki bir karakter ile Naruto daki bi karateri karsilastirdiktan sonra ''arada fark goremiyorum'' diyorsan seninle bu sohpeti yapmamiz anlamsizlasir.Ama sen ne yapiyorsun sirf su en bastaki mantiksizliga karsi ciktigin icin animenin cizgi filmlerden farki yok diyorsun. Bence dusuncelerini biraz derine, ayrintilara itmen gerek.(Bu arada bilgisayarimda turkce karater sorunu var da okuyamadiysan uzgunum.)

      YanıtlaSil
    14. Sorun da bu zaten. Çizgi film dendiği zaman aklınıza Tom & Jerry de gelmeli, South Park da Wall-E de Princess isimli hardcore film de (http://www.imdb.com/title/tt0419073/), Naruto da Kuroko no Basuke de gelmeli. Bunların aklınıza gelmeyişi onların hepsinin çizgi film oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Japonya'da yapılanına anime deniyor, diğerlerinin kendi ülkelerine ait bir isimleri olmadığı için hepsi animasyon olarak nitelendiriliyor. Fakat aralarında şeklen hiçbir fark yok, hepsi çizilerek yapılıyor ve hepsi film veya dizi olarak sunuluyor. Hayır, bir önceki mesajında anime Japon çizgi filmidir dedikten sonra neyi tekrardan tartıştığımızı da anlayamıyorum.

      Özellikle Fransa, İskandinav ülkeleri ve son dönemde Doğu Avrupa ülkelerinden çıkan animasyonları izlemeni tavsiye ederim. Naruto gibi internet geyiği haline dönüşmüş bölümlere sahip fevkalade kötü bir animasyonlu çizgi diziyi de Tom & Jerry ile değil, Pixar'ın herhangi bir çizgi filmiyle kıyasladığında aradaki farkı çok net görebilirsin.

      Son olarak: "Animenin çizgi filmlerden farkı yok" demiyorum, "anime zaten çizgi film/dizidir" diyorum. Çizgi filmin ne olduğunu öğrenmek ve telaffuz edildiği anda çocuklara yönelik bir eğlencelik olarak göz önünde canlandırmamak gerek. Bunun içinde biraz araştırma yapmak, biraz çeşitlilik katacak yapımları izlemek gerek.

      YanıtlaSil
    15. tartışmayı yeni gördüm. ya lütfen tom ve jerry i kimse küçümsemesin. efsanedir o yahu. yıllarca bir yapım hala zevkle izleniyor. :) anime de incil mi tevrat mı anlamadım. çizgi dizidir anime :D yok öyle animeyi kutsallaştırıp diğer çizgi filmleri küçümsemek. milletin küçümsediği ''taş devri'' bile zamanında yetişkinler için sit-com olarak başlamış. seni takdir ettim animedyum. bir animesever başka ülkelerin yapımlarını da sevmeli.

      YanıtlaSil
    16. Bakın benim burada animeyi kutsallaştırdığım felan yok.Tom & Jerry nin beş yaşındaki çocuklara hitap ettiğini söylerken küçümsediğimi sanma.Çizgi dizileri çok severim ve bu da değişmeyecek.Ayrıca Naruto'yu internet geyiği haline geldiği için değil herkesin bildiği bir anime olduğu için örnek verdim.
      Tamam anime japonların çizgi filmidir ama onlar çizgi filmlerinin çoğu çocuklara değil +14 e, normal çizgi filmlerin çoğu ise 5-12 yaş grubu arasındaki seyirciye hitap ediyor.
      Arkadaşımın bir yazısını paylaşayım aynısını düşündüğüm için birde ben yazmayayım dedim.
      Anime ile Çizgi film Arasındaki Farklar
      Anime’ler çizgi dizilerin aksine çocuklara hitap etmez, yetişkinlere yönelik konu ve çizimlere sahip Animeler yapılmaktadır. Animeler’in genelinde hatta hepsinde karakterlerin gözleri iridir. Bunun sebebi japonların kısık gözlü olması ve bunun getirdiği psikoloji ile alakası yoktur. Gözlerin, insanların duygularını en iyi ifade eden organların olm...ası, karakterin mutluluk, üzüntü, heyecan, şaşırmak vb. duygularının izleyicilere en iyi şekilde aktarabilmesidir.
      - Animeler genelde genç yaşa ( 15-25 ) hitap eder. Çizgi filmler ise ( 6-12 ) çocuklara.
      - Animelerin çizimleri daha gerçekçi ve çocukça konular işlemez.
      - Animelerde bir senaryo vardır ve bu senaryo bölümlere ayrılarak izleyicinin önüne serilir.
      - Çizgi dizilerde ise her bölümde farklı bir konu (senaryo) vardır.
      - Nerdeyse tüm animelerde kan vardır fakat çizgi dizilerde yoktur.

      Şu an Japonya’da bir metrobüse binin genç - yaşlı herkezin elinde birer adet Manga görebilirsiniz. Japonya’da gazeteden ziyade Manga okunur.

      Manga = Anime’nin kitap hali. Anime’nin ilk önce Manga’sı çıkar daha sonra Manga’ya bağımlı yada bağımsız Anime’si yapılır.
      Durum her ne kadar böyle olsada, ülkemizde anime izleyenler çocuk olarak görülüyor...
      Üzerinize düşen kısmı alın.

      YanıtlaSil
    17. Arkadaşım heyecanını anlıyorum animeye yenisin. Ama bizi hiç okumuyorsun ki! Ben yukarda ne demişim senin çocuk çizgi filmi olduğunu sandığın "taş devri" yani flintstones aslında yetişkinler için hazırlanan bir animasyondu. İlk zamanlar wilma ve fred kapanışta sigara içerek sigara reklamı dahi yapmışlardır. Çok fazla cinsellik yoktu dersen yıl 1960 o zamanlar cinsellik tv de şimdiki gibi gösterilmiyordu. Yani genelleme şu animeyi. Animenin de sadece çocuklar için olan versiyonları var. Saygılar.

      YanıtlaSil
    18. Bütün yazıda tek doğru olan madde animelerin birbirlerini takip eden bölümlerden oluştuğu, çizgi dizilerin ise oluşmadığı. Yazının geri kalan bölümlerinin tamamı yanlış.

      Gözle ilgili paragraf için Simpsons, Family Guy vs.
      İlk iki madde için yine Simpsons, South Park vs.
      Kanla ilgili son madde için çizgi dizi örneği vermek gereksiz zira zaten neredeyse tüm animelerde kan yoktur. Kanın gösterildiği animeler var, gösterilmediği animeler var. Tom & Jerry var, Simpsons var.

      "Japonya'daki metrobüs" fantezisini hiç konuşmaya gerek yok ama geçen yılki depremden sonra ülkenin düşüşteki ekonomisine ve her geçen yıl gerileyen manga okuma istatistiklerine kısa bir araştırmayla ulaşabilirsiniz.

      Manga ile ilgili satırı ise neresinden tutsam bilemedim. Komple yanlış ifade. En kısa zamanda Bakuman izlemeye başlama(sı)nı öneririm.

      Son olarak bir kez daha kendimi yinelemek istemiyorum. Çizgi filmin ne olduğuyla ilgili bir fikir edinmek için ülkemizde de düzenlenen animasyon festivallerini takip etmenizi rica ediyorum. Dünyanın dört bir yanında üretilmiş çizgi filmlerin büyük çoğunluğunun hangi kitle hedef alınarak yayınlandığını kendiniz tecrübe edebilirsiniz. Çizgi film dendiğinde, aklınıza "çocukların izlediği bir şey" gelmesi veya başkalarının size böyle telkin etmesi toplumsal bir gafletten başka bir şey değil. "Çizgi film çocuklara, anime yetişkinlere göredir" diye bir durum yok. Anime zaten çizgi filmdir ve çizgi filmlerin çocuklara da uygun, yetişkinlere de uygun örnekleri mevcuttur. Şimdiye kadar izlediğiniz (sizin tabirinizle) çizgi filmlerin sayısını arttırmaya çalışın. O zaman Japon çizgi filmlerinden pek de farklı bir içeriğe sahip olmadıklarını anlayacaksınız.

      YanıtlaSil
    19. Ne zamandır anlatmaya çalıştığım şey şu:Anime, Türkiye'de çizgi film değildir.
      Başka milletleri bilemem ama South park'ın ana dillerinde yayınlandığı ülkelerde çizimleri dışında baş göstermeyen fark, bizde geçerli değil.Soranlara Death note ile Pembepanter diyorum.Çünkü bu bizde böyle.

      YanıtlaSil
    20. Adsız arkadaşa katılıyorum.''Tükiye'de'' Anime ile çizgifilm arasında dağlar var.Bizdeki 7 yaşındaki çocuk ne bilsin yabancı çizgifilmleri? Sizde herkesi kendiniz gibi sanıyorsunuz.

      YanıtlaSil
    21. Madem dağlar var, bunları yıkmak için bir çaba gösterin ve insanlara doğrusunu anlatmaya çalışın. Böyle gelmiş böyle gider, diyerek geri çekildiğiniz sürece Death Note izlerken sizi gören biri "aa, çizgi film mi izliyorsun?" diyecektir.

      Anime de bir tek Türkiye'de çizgi film olamadı. Dünyanın geri kalanının umurunda bile olmayan bu ayrım nedense bizim insanımızın gücüne gidiyor. Daha çok animasyon izleyin ki çizgi filmin aslında ne olduğunu öğrenin. Yalnızca Japonların yaptıklarını değil, biraz da farklı ülkelerin neler ürettiklerini görün. Ondan sonra o dağların patikalara döndüğünü idrak edebilirsiniz.

      YanıtlaSil
    22. Ooo on yıl geyikleri baş vermiş. :) Her on yılda bir tekrarlanır genelde.

      "Ne zamandır anlatmaya çalıştığım şey şu:Anime, Türkiye'de çizgi film değildir."
      Pokemon Türkiye'de hangi kuşakta yayınlanmıştır? Anime kuşağı adlı bir kuşakta mı, yoksa "çizgi film" kuşağında mı? Örnekleri o kadar çoğaltabilirim ki... Yayınlanan bir yığın animeyi geçtim kenshin bile Tr'de çizgi film kuşağında yayınlanmıştır. Kanal D ona özel anime kuşağı dememiştir. Demek ki Tr'de animeye çizgi film denilmektedir. (Şimdi biri çıkıp bir kanalda çıkan anime kuşağı adlı özel yayından söz eder ne demek istediğimi anlamadan pek tabii, olsun)

      "Animeler genelde genç yaşa ( 15-25 ) hitap eder. Çizgi filmler ise ( 6-12 ) çocuklara."
      Hayır animeler genelde o yaş grubuna hitap etmez. Kaldı ki sınırladığın yaş grubu çok büyük bir aralık. O aralığı bile ikiye ayırmalısın. Neyse... Japonya dışında ilgi gören animeler genelde o yaş grubu ve üstündedir. Bu da öyle bir algı oluşturur insanda.
      Aşağıda girilen iki link 13 yaşına kadar olan gruba dahil animelerin listeleridir. Sadece belirtilmiş olanlar bunlar. Ve 15 bile değil, 13. Eğer ki yaş grubunu doğru belirtseydin bu listeye bir de 13-17 yaş grubunu ekleyecektim. (15 dediğine göre o listenin de yarısından fazlası demek sonuçta :))
      http://myanimelist.net/anime.php?q=&type=0&score=0&status=0&tag=&p=0&r=1&sm=0&sd=0&sy=0&em=0&ed=0&ey=0&c[]=a&gx=0
      http://myanimelist.net/anime.php?q=&type=0&score=0&status=0&tag=&p=0&r=2&sm=0&sd=0&sy=0&em=0&ed=0&ey=0&c[]=a&gx=0

      "Animelerin çizimleri daha gerçekçi ve çocukça konular işlemez."
      Yukarıda örneklendirmiştim zaten. Onun haricinde gerçekçilik konusunda örnek vermeye bile gerek görmüyorum. Haa, animelerin kendine ait bi çizim tarzı vardır desen o da olurdu. Gerçi onu bile son zamanlarda yıkmaya çalışıyorlar, birbirini kopyalamaya başlayan yeni çizerler yüzünden.

      "Nerdeyse tüm animelerde kan vardır fakat çizgi dizilerde yoktur."
      :))


      "Manga = Anime’nin kitap hali. Anime’nin ilk önce Manga’sı çıkar daha sonra Manga’ya bağımlı yada bağımsız Anime’si yapılır."
      Kitaptan uyarlama, oyundan uyarlama ya da tamamen hepsinden bağımsız orijinal (ilk anime olarak çıkan) yapımlardan bihabersin anlaşılan...

      Son olarak, a-ni-me sözcüğü katakana ile yazılır ve karşılığı "animated film"dir. Katakana'nın ne olduğuysa malumunuz. (Yani Japonca'ya yabancı bir dilden girmiştir.) Şimdi Türkçe düşünelim: İnternet diye bir sözcük var dilimizde. Çünkü bizim icadımız değil ve dilimize direk olarak geçmiş. Peki Türkçedeki karşılığı ne? Genel ağ. Şu durumda ben internete genel ağ dersem hata mı yapmış olurum? Hayır. İnternet diyen hata yapmış mı olur? Hayır.

      Bu durumda, ister animasyon dersin, ister çizgi dizi dersin, istersen de anime dersin. Haa buna illa böyle diyeceksin dersen o zaman iş komikleşir işte, çocukça tepkiler ortaya çıkar böyle.

      YanıtlaSil
    23. One piece lastik çocuk adıyla tv de çocukların gözdesiydi türkiye de :D şimdilerde de 10 yaşındaki türk çocuklarını naruto diye bağırırken duyabilirsiniz.

      YanıtlaSil
    24. Aralarında Akashi die bi eleman var ben onun gözlerinden birinin farklı br renk olduğunu gördüğümden beri seriden gerçekçi olma umudunu kestim ama eğlendimde bishie falan demişsin fakat mangakası erkek öyle shounen ai v.b şeyler imkansız olur manganın dizaynlarına bakarsak anime kız izleyicelere hitap ediyor die çizimleri yargılamayalım bence

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi