• Kokoro Connect - İnceleme


     

    Aynı okula giden üç kız ve iki erkekten oluşan bir arkadaş grubunun etrafında dönen anime 13 bölümlük süresi boyunca bu genç karakterlerin kişiliklerini ortaya seriyor. Aralarına giren "düşman" sayesinde, bu gençler o güne kadar içlerinde tuttukları sırları bir bir açığa çıkarmak zorunda kalırken bir yandan da kendilerini tanımaya başlıyorlar.


    Serinin konusu daha önce pek çok kez karşılaşılmış, anlatılmış, işlenmiş ve hatta parodileri yapılacak kadar klişeleşmiş bir hikaye fakat Kokoro Connect bu bilindik anlatıma ilginç eklemeler yaparak kendini farklılaştırmaya çalışıyor. Önce arkadaşlarının vücutlarına geçen karakterler, daha sonra ise bir anda çocukluklarına döndükleri nöbetler geçiriyorlar. Seri ise yaratılan okul atmosferinde pek de sıra dışı görünmeyen gençleri bu nöbetler boyunca takibe alıyor.

    Karakter tasarımları ve renklendirme sayesinde Kokoro Connect'in ilk bakışta yarattığı intiba, basit bir K-On türevi olduğu yönünde. Karakterler tatlı, onların arasındaki diyaloglar sevimli, okuldaki atmosfer zararsız ve sanki her şey toz pembeymiş gibi görünüyor. Kazın ayağını öncelikle vücut değişimleriyle farklılaştıran seri, seyircideki o ilk intibayı her hafta üstüne koyarak yıpratmaya başlıyor. Bu serinin ilk olarak bir K-On türevi olmadığını anlıyoruz, daha sonra ise hayli psikolojik bir tarafa meylettiğine şahit oluyoruz.


    Ancak Kokoro Connect bu ilk intibayı tamamen yıktıktan sonra devamını getirme konusunda pek de başarılı değil. Serinin ortalarına denk gelen ve karakterleri tamamen tanıdığımız noktadan sonra artık hikayenin ilerlemediğini, kendini farklı sözlerle tekrarladığını görüyoruz. Hem hepsini ayrı ayrı hem de aralarındaki ilişkileri teker teker öğrendiğimiz bu gençlerin hayatlarında yeni bir gelişme yaşanmıyor. Bu gençler, kendi benliklerini bir üst seviyeye çıkartacak aydınlanmalar yaşamak yerine artık suni bir ikinci düşmana karşı mücadele veriyorlar.

    Bilindik bir konuyu çok alışılmadık bir anlatımla sunmayı deneyen Kokoro Connect, temposundaki iniş çıkışlarla ve oldu bittiye gelmiş finaliyle kapasitesini pek de zorlamamış bir seri. Yer yer uçlarda takılan tavrını sürecin yarısına kadar deneyimlemiş izleyici için önce ümit veren, sonra da yerinde sayarak şevk kıran bir seri. Yine de ruh/beden transferini anlatan yapımlar arasında kendine has bir yere sahip bir anime.

    2 Görüş:

    1. 13. bölüm rezaletti. Tam hayalkırıklığı. Fakat bildiğim kadarıyla anime bitmedi. Tvde yayınlanmayacakmış kalan kısmı. 17 bölüm olarak planlanmış. Artık ova şeklinde olur herhalde. Yanlış mı bu bilgi acaba?

      YanıtlaSil
    2. Evet, 4 bölüm daha gelecek ama şu an için tarihleri belirsiz.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi