• Nazo no Kanojo X - 01



    Okula yeni gelmiş esrarengiz bir öğrenci oturduğu sırada ağzından salyalar akıtarak uyuyakalınca Akira Tsubaki bu kızın salyalarının tadına bakar. O güne kadar hiçbir kız arkadaşı olmamış Akira kızın gözlerini gördüğü anda ona vurulur. Hakkında hiçbir şey bilmediği Mitoko Urabe isimli bu kız ise Akira'ya karşı aynı hisleri taşımaktadır ve Akira'yı ilk seks yapacağı kişi olarak görmektedir.

    Tuhaf bir anime bekliyordum ama bu... çok acayipti. Örneğin, Hen Zemi sapıklığın dibine vurmuş bir seriydi ama işi dalgaya alıp abartıyordu. Nazo no Kanojo X ise her fırsatta ciddiyetini korumaya uğraşıyor. O kadar sabit bir tempo var ki salya sahnelerinde resmen şoke oluyoruz. Tam bir asosyal ve çatlak gibi gösterilmek istenen, gaipten duyduğu seslere gülen Urabe'nin yanında Akira da pek öyle alışıldık bir genç gibi gösterilmiyor. Gördüğü tuhaf rüyalar, salyanın tadını beğenmesi, kıza bir anda aşık olması... Neredeyse iki adet tıbbi vakayla karşı karşıyayız.

    Bunların dışında seride uygulanan animasyon da bir garip. 80'ler, 90'lar ayarındaki animasyon bu serinin basit bir ecchi/borderline hentai olmayacağının kanıtı. Elimizde, ilk cinsel deneyimlerini yaşamak isteyen iki tane sıra dışı genç var ve aralarındaki ilişki bile bu ikiliden beklenmeyecek kadar sıra dışı. Çok ilginç bir seyirlik olabilir.

    2 Görüş:

    1. DevilRanger8.04.2012 22:52

      Bu serinin animesinin çıkacağını gördüğümde merak edip mangasına bakmıştım :D Öyle fazla mide bulandırıcı bir seri olarak gözükmemişti seri gözüme :D Bu gün animesini izlerken başları güzel gelmişti ve belki bu animeyi çevirmeliyim dedim ama . . . İlk bölümünü bitirdiğimde harbiden tiksinç ama güzel bir seri olduğunu anladım ^^; Belki ikinci bölümü o kadar tiksinç gelmez ise animeyi çevirmeye bile başlayabilirim :D

      Not: Animenin soundtrackleride baya iyidi ;)

      YanıtlaSil
    2. Bana da sanki o salya tattırma olayından devam edecekler gibi geliyor. Urabe öpüşmeyi çok sıradan bulduğu için :) galiba kendilerine özel bu "tuhaf" ritüeli devam ettirecekler.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi