• Medaka Box - 01



    Bakemonogatari ve Nisemonogatari gibi iki yaratıcı fikirden sonra Nisio Isin'den standartlarda seyreden böylesi bir anime görmek oldukça şevk kırıcı. Gainax'ın herhangi bir departmanda SHAFT ile yarışabilmesi belki mümkün değil ama bu kadar da sıradan bir yapımla "yalnızca" belli bir kitleyi hedeflemiş gibi görünüyorlar. Tipik shounen alt metinleri son derece sinir bozucu bir başkarakter olan Medaka ve onu tamamlaması için oraya kondurulduğu en başından belli olan Zenkichi üzerinden verilirken serinin OP'si bile gidişatın nasıl olacağı hakkında az çok bilgi veriyor.

    Herhangi bir animenin OP'sini izlerken bir kare içinde 10'dan fazla karakter varsa, hele Medaka Box'taki gibi tüm kadro aynı karede sabit bir şekilde gösteriliyorsa bu animeyle ilgili tahmin yapmak oldukça kolaylaşır: Her karakterin belli anları olacak ve hepsi de başkarakterin daha da kahramanlaştırıldığı bir sekansta bu sürelerin tadını çıkaracaktır. Gerçi bu klasik ve artık izleyici tarafından da klişe bulunmasını dilediğim anlatım türünün de belli bir kitlesi var ama ben onlardan biri değilim.

    Dolayısıyla hiçbir şekilde nesnel düşünmeme izin vermeyen bu animeyle ilgili tek bir olumlu görüşüm yok. Her şeyden önce Medaka öylesine mükemmel, öylesine örnek alınacak bir öğrenci ki neredeyse insanüstü bir varlık hatta bir süper insan formu. Herkese yardım etmeye istekli; her yaptığı, yapacağı ve hatta yapmadığı doğru kabul edilen; harika bir vücuda sahip; tam anlamıyla gerçekdışı bir kahraman. O kadar bayat bir şekilde mükemmel ki midemi bulandırmaya yetiyor. Oysa kahramanların bile defolara sahip ve bu hatalardan beslenerek sürekli kendilerini geliştiren canlılar olduklarını artık kanıksadık çünkü bu sayede insanların örnek alabilecekleri bir model olmaya yaklaşabiliyor, insanların erişebileceği mesafede kalıyorlardı. Oysa Medaka daha ilk bölümden serinin dışına çıkmış, tek başına gezinen bir karakter. Şimdi onunla ilgili diğer bölümleri izlemenin ne anlamı kaldı?

    3 Görüş:

    1. Çocukluk arkadaşı klişesi, buna bağlı ecchisi, birde üstüne "sporda ve derslerinde başarılı" oturtması... sezonun en gereksiz ve sıradan animesi olduğunu ilk bölümden haykırmak istiyorummm. Ama umarım beni yanıltır da bırakmak zorunda kalmam.

      YanıtlaSil
    2. Manga'yı okuyanlar ilk 13 bölümün bilindik bir shonen geriye kalan bölümlerin ise adeta bir "bakemonogatari" olacağını söylüyorlar.

      YanıtlaSil
    3. Medaka'dan nasıl bir Senjougahara çıkabilir, tahmin edemiyorum. Sonuçta Nisio Isin'in eseri olduğu için her şey mümkündür fakat 13 bölüm sırf Bakemonogatari'ye dönüşecek diye bu klişe shounenimsi animeye katlanabileceğimi sanmıyorum.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi