• Another - 7



    Kendisine karşı koymaya çalıştığı o ufacık boşlukta açıkça gördüğümüz üzere, öğretmenin kendini öldürmek gibi bir niyeti yoktu. Başka bir güce karşı koymaya çalıştı ama engel olamadı. Bıçağı son kez köklemeden önceki pis sırıtış da bu gücün ne kadar vahşi olabileceğini gösterdi. Yalnız yapımcılara şapka çıkartıyorum. Öyle kan düşkünü, şiddet izleme meraklısı biri değilim ama kütüphanecinin geldiği sahnedeki harika "numara" sayesinde resmen bu sekansın tamamında hipnoz altında kaldığımı anladım: Mei'yi ilk defa gördüm ve sekans boyunca sınıfta olup olmadığını anlamak için yeni baştan izledim... ve bir kez daha yapımcılara hayran kaldım. Neredeyse piksellik detaylarla Mei'nin bu intihar/cinayet boyunca sınıfta oturduğunu anlayabiliyoruz.

    Öte yandan o muhteşem sinemasal "numaradan" saliseler önce Mei'nin bulunduğu nokta geniş plandan gösteriliyor ve sınıfta kütüphaneci ile Kouichi haricinde kimsenin olmadığını düşünüyoruz. Yetmezmiş gibi sınıftan çıktıklarında çocukların Mei'ye ve Kouichi 'ye bakışları da yine içimize bir kurt düşürüyor. Üstüne muhteşem kabus yönetimi ve kütüphanecinin, güvenlikten sorumlu bilgiç kızın dedikleriyle aradığımız kişinin Kouichi olduğuna iyice inanıyoruz.
    (Ha, bu arada! O nefis kabus sayesinde bu gece doğru düzgün uyuyamayacağım için yapımcılara tekrar teşekkür ederim... Eksik olmayın, kanım çekildi)

    Ama asıl istenen, bir kez daha herkesten şüphe etmemiz ve hiçbir şeye inanmamamız. Bu muğlaklık ve güvensizlik duygusu da zaten birbirine iyice dolanmış gizemi daha da çözülmez bir hale getiriyor. Mei'nin kukla dünyası zaten başlı başına bir metaforlar deryası, yetmezmiş gibi sürekli kafa karıştıran sözleri hedef saptırıyor. Gerçi hedefin daha ne olduğunu bile bilmediğimiz için saptırıp saptırmadığından emin değilim ama şu bir gerçek ki bizim bu gizemi çözmemiz istenmiyor çünkü vakti geldiğinde çözülmüşü bize sunulacak.

    Kırmızı-yeşil gözden feci halde kıllanıyorum lakin yine de adını koyamıyorum. Tabutun içine giren ve her fırsatta "acaba ölü mü?" şüphesini bizde uyandıran Mei'nin yeşil gözüyle Kouichi'ye "bir hamle" yapmasını "ölüler diyarından bir davet" gibi yorumlamak bile istiyorum. Bununla da yetinmiyor, madem herkesten şüpheleniyoruz neden Another tek bir kişi olsun, bütün sınıf olamaz mı diyorum ve tutmayacağını bile bile ilk teorimi yapmış oluyorum.

    8 Görüş:

    1. Bölümlerden bence bir şeyler çıkarmak neredeyse imkansız. Hiç açık vermiyorlar. Belki bütün olayların sebebini çoktan ufak detaylarda vermişlerdir(ki bu en çok istediğim) ama öyleyse bile, yine hiç açık vermediler demektir. Bölümlerden gidemediğim için açılış şarkısı üzerinden bir şeyler çıkartmaya çalıştım. Mesela; "Benden bir tane daha var, birini acı hissedecek kadar seviyor." kısmı. Bir de; "Biraz karanlık tabuttan, doğan bir kukla gibi..." sözlerinin üzerine bu bölümde Misaki'nin tabuttaki kuklayla ilgili söyledikleri gelince, aklımda bir acaba oluştu ama... amadan öteye gidemiyorum tabii ki. Şuan için, üretilen bütün teorilerden edinebileceğim yegane bilgi; (bence) olacaklar değil, olmayacaklardır. Bu bilinmezlikten büyük zevk aldığımı da belirtmem gerek :)

      YanıtlaSil
    2. Vallahi eğer teorin tutarsa ben bu animeden sonra başka anime izlemem uzun bir süre. Epik şekilde ters köşeye yatarız hepimiz. Keşke yapımcısı sen olsaydın da izleseydik bu teorini :D

      YanıtlaSil
    3. @click
      İlk başlarda Kouichi'nin okuduğu kitaplarla bazı paralellikler taşıyor seri ama o kitapların anlatılarıyla karşılaştırılırsa çok zorlama bir benzetme olur bana kalırsa. Ben de senin gibi o bilinmezlikten çok memnunum. Ne izlemeden önce ne de izledikten sonra önceki veya o anki bölüm hakkında hiçbir şey düşünmüyorum hatta inatla bundan kaçıyorum. Yazıların çoğunu da bölümü izlerken aldığım notlardan genişletmeye çalışıyorum.

      @reprove
      Umarım tutmaz o halde :) Hem ben de tahmin etmediğim bir final görmek istiyorum zaten her türlü ters köşeye yatacakmışız gibi görünüyor.

      YanıtlaSil
    4. bilindiği üzere lanet 15 yıl önce yıl ortasında durmuş toplu halde gidilen bir kampta bununla beraber Kouichi'de 15 yıl önce doğmuş annesiyle doğumda ölmüşte olabilir.

      annesininde 26 yıl önceki sınıf arkadaşı olan misakinin ölümüyle bir alakası olabilir.eğer alakasıda varsa ve Kouichi'da doğumda öldüyse 15 yıl önce bu yüzden lanet durmuş olabilir)

      ama bu teorimi çürüten şey babasıyla telefonda konuşurken babasının ona 1.5 yıl önce yomiyamaya geldiğini söylediği an O.o tabi 1.5 yıl önce geldiyse ozaman öldüyse ve şuanda ölüyse bunu hatırlamıyo olabilir.

      okadar çok teorim varki ayıp olur diye yazmadım >.<

      YanıtlaSil
    5. yadaa yadaaa senaristler bizi yan köşeye yatırmaya çalşıyo olabiliri bütün deliller esas oğlanımızı gösteriyo O.o oooooooooof benim en çok merak ettiğim misakinin neden öldüğüüüü

      YanıtlaSil
    6. Ayıp olmaz çiğdem, aksine yeni tartışmalara meydan verebilir. Nasıl olsa kitabı okuyup spoiler verebilecek kimse yok, o yüzden 7 bölümde bu kadar kafa karıştırmış bir anime için bolca konuşsak daha iyi bana göre :)

      YanıtlaSil
    7. evet haklısınızz şiddetttle katılıyorum sana :D

      YanıtlaSil
    8. Ben teyzesinden şüpheleniyorum.
      Fena şüpheleniyorum o hatundan.
      Öyle böyle değil.
      Hatta papağandan bile şüphelendim bi' ara. Nasıl bi' anime bu?

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi