• Another - 4



    Her bölüme mutlaka bir yerden sızan şu iki dış ses kimdir? Hikayeyi izleyiciye nakletmek dışında nasıl bir görevleri vardır? Gerçekten var olan karakterler midir yoksa kurmaca içindeki bir anlatım yönteminden ibaretler midir? İlk bölümün açılışında da bu ikiliyi duyduğum ve geçen süreçte karakterleri tanımaya başladığımda Mei ve Kouichi'nin biraz yaşlanmış halleri olabileceğini düşünmüştüm. Sanki ikisi de ölmüş ve ince bir kinayeyle geçmişlerini anlatıyorlardı. Fakat galiba bu çiftin kim olduğunu asla bilemeyeceğiz, dış sesten öteye geçemeyecekler.

    Evet, seri gelişmeye devam ediyor ve bu gelişim boyunca da bazı karakteristik özelliklerini sergilemekten geri durmuyor, özellikle de Final Destination vari ölümleri. Şemsiyenin ardından bu bölümde önce geniş bir cam, akabinde ise bilindik bir asansör faciası yaratıldı. Şimdi Another'ın hakkını bu konuda teslim etmek gerek çünkü bu "tesadüflerin" tesadüf olup olmadıkları konusunda ser verip sır vermeyen bir yönetim izleniyor. Mei ya da başka bir ruhun/hayaletin bu cinayetleri işleyip işlemediği asla açık edilmiyor. Haliyle hiçbir ipucu vermeden ama her hafta bir şekilde gererek derdini anlatmaya devam ediyor.

    ED'nin bu cinayetler/ölümler ile ilgili bir sıralamayı içerebileceğinden söz etmiştim, çok şükür ki yanılmışım. Bu kadar çabuk bulunabilecek bir detaya bel bağlamamışlar ama ölümlerin bir neden-sonuç ilişkisi taşıdığını düşünüyorum. İki tane olunca arada bağlantı kurmaya çalışmak kolay tabii :) Mei'ye bir şekilde ulaşan herkes gidici sanki, tabii Kouichi hariç. Onun bir şekilde bağlantısı var ama bir kez daha, usanmadan, erinmeden bu gizemi aydınlatmakla uğraşmanın nafile olduğunu belirtmeliyim. Fakat kuklacı kadının dejavu hissi yaratan konuşmasının bir ufak şüpheye yer açtığını belirtsem yanlış olmaz sanırım; bana sanki bu kadın da bir kuklaymış gibi geldi ve esas olayın bu kuklaları yapan kişide çözüleceğini düşündürdü.

    Serinin yönetim başarısıyla kapatmakta fayda var. Kouichi ve hemşire restoranda oturdukları sırada 26 yıl önceki olayı bir daha anlatmayıp anlatmış intibası veren yönetmene, senariste, seslendirme sanatçılarına, çizerlere, ekibe sushi getirenlere teşekkür etmek gerekiyor. İzleyiciye bu kadar değer verildiğini, bunu anlama payı bırakıldığını görmek çok saygın bir davranıştı.

    4 Görüş:

    1. misakiii misaaaki misakiii O.o aynen devam yazılarınızı bayılaaa bayıla izliyorum elcağızlarınıza sağlık :D takipçinizim O.o

      YanıtlaSil
    2. hadi yine iyisin animedyum bir stalkerın eksikti o da oldu :D

      YanıtlaSil
    3. Another başlığında böylesi yorumlar iyice paranoyak yapabilir :)

      Şaka bir yana, her yorum beni daha çok izleyip daha fazla yazmaya itiyor. Asıl sizlerin ellerine sağlık :)

      YanıtlaSil
    4. 5.bölüm yayınlandı bilem izlemeden siz birşeyler yazdınızmı diye baktım ama yazmamışsınız daha anotherin bölümlerini beklediğim gibi sizinde yazılarınızı bekliyorum :)

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi