• NO.6 - 11



    Bir insana bağırarak onu ölümden bile döndürebileceğimizi anlatan final bölümünde No.6 kalitesine zeval vermeyen saçmalıklar tam gaz devam ettirildi. İzleyenler için tahminimce hiçbir sürpriz barındırmayan finalin seriye tek katkısı onu bitirmek oldu. Shion ile Nezumi'nin simbiyotik ilişkilerinde önemli bir yer tutan Safu'nun geçirdiği evrim de üstünkörü anlatılınca Noitamina kuşağının 11 bölümlük serilere yer vermesi büyük önem kazandı zira bu seriye 2 bölüm bile bol gelmekteydi.

    Shion ile Nezumi'nin karakterlerindeki ani ve kökten değişimlerle muhtemelen animenin geçtiği dünyanın zorlu koşulları falan anlatılmak istenmiş olabilir. Arabasını gölgeye çekmiş elemanın ulusa seslenişiyle de herhalde bir şeyler söylemek istemiş olabilirler ama kimin umurunda! Tek izlemeye değer karakteri Dogkeeper'a biraz süre vermeleri bölümün yerlerde sürünen niteliğini kımıldatmış olsa da uzun süredir ileri sarmayı başardığım ilk final bölümü olmasıyla bu kapanış hakkında daha fazla konuşmayı gereksiz buluyorum.

    1 Görüş:

    1. secret_senshi24.09.2011 17:34

      aynen katılıyorum hani 1 verdiğim onca anime için pişmanlık duydum hakkını yemişim onların dedim bunu izleyince, üzerine kötü yorum yapmak bile bu anime için değmez

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi