• Working 2


    Working 2

    16 yaşındaki Takanashi Souta, Hokkaido'daki bir aile restoranında yarı zamanlı olarak çalışmaktadır. İş arkadaşları ayrı birer klinik vaka olan Souta akıl sağlığını korumaya uğraşırken çok komik anlar yaşanmaktadır. İlk sezonu çok beğenilen serinin devamı.

    Yönetmen: Ootsuki Atsushi
    Senarist: Yoshioka Takao

    Fragman

    3 Görüş:

    1. Sezonda sabırsızlıkla beklediğim tek seri. Kesinlikle izlettiriyor kendini. :)

      YanıtlaSil
    2. Sonbahar sezonu bence senenin en iyi sezonu olacak. Mirai Nikki, Kyoukai Senjou no Horizon, Persona 4, Un-Go vb. gibi birçok kaliteli yapım aynı anda ekrana gelecek. Working'in ilk sezonunu hep kendini tekrar eden esprilerle dolu bulmuştum ama yine de komik anlar sunuyordu. Fragmana bakarsak ikinci sezon da aynı motivasyonla devam edecek gibi görünüyor.

      YanıtlaSil
    3. Bana geçen 2 sezondan sonra çok normal bir sezon gibi geldi.
      Persona serisini izlemek isteyen ama bir yandan da istemeyen biriyim. Oyunlarını oynuyorum. Muhtemelen bu yüzden yine pas geçeceğim.
      Mirai Nikki zaten beklenen bir seri o yüzden onu da izleyeceğiz.
      Kyoukai Senjou no Horizon vaktimi çalacak gibi. Fragmandaki animasyonu hoşuma gitsede konusunu sıkıcı buldum. O yüzden şu an Working!! beklediğim tek anime. (Shana'yı saymıyoruz ama :))
      Diğerlerine gelince tadımlık birçok anime var yine, beğenilenler izlecenecek. Sürpriz olsun diye geciktirdim, senin tanıtımlardan sezonu tanıyacaktım.- ama bakmış bulundum artık.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi