• Guilty Crown



    2039 yılında Tokyo'dayız. Tanımlanamayan virüs Lost Christmas'ın 2029'da patlak vermesinden sonra Japonya'nın idaresi çok uluslu bir organizasyon olan GHQ'ye geçmiştir. 17 yaşındaki Ouma Shuu'nun sağ elinde psişik bir güç bulunmaktadır. "Kral'ın Kudreti" adı verilen gücü kullanarak arkadaşlarındaki araç gereçleri ya da silahları kendine çekebilmektedir. İnsanları düşünerek beladan uzak durmaya çalışır ancak "Undertaker" ismindeki gerilla grubunun bir üyesi olan Yuzuriha Inori ile tanışınca hayatı tamamen değişecektir. Yönetmen koltuğunda Aoi Bungaku'nun iki bölümü (5-6) ile Death Note'tan hatırladığımız Araki Tetsurou oturuyor.

    Yönetmen: Araki Tetsurou
    Senarist: Yoshino Hiroyuki

    Fragman

    1 Görüş:

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi