• Tiger & Bunny - 13



    Tam diyorum T&B rayına oturdu, bundan sonra gazı alıp devam edecek, anında yoldan çıkartıp motoru tekletmeye başlıyorlar. Sayısız ebleh düşmandan sonra nihayet Jake gelmişti. Çok güçlüydü ve kahramanlarımızı sinek gibi avlıyordu ama bir zayıf noktasını buldular ve bu da onu yenmek için bizimkilere yetti. Bunny öncesi kahramanlar adamın dişinin kovuğuna bile yetmezken zayıflığı keşfedilince nasıl iki dakikada madara olabiliyor? Bu anime için sıradan detaylar bunlar, hiç kafa yormamak lazım.

    İlk bölümlerde serinin duruşuyla ilgili kararsızlık yaşamıştım. Süper kahramanları anlattığını sanmıştım ama sonra anladım ki aslında şimdiye kadar izlediğimiz yüzlerce süper kahramanın hicvini yapıyormuş. Peki bu bölümde ne oldu? Yine o bilindik süper kahraman klişelerinden birine sığındılar. Bunny dakikalarca dayak yedi ama sonra Tiger sayesinde bir koz elde etti ve tek hamlede Jake'i patakladı. Hayır, Jake'i gafil avlayıp adamı marizlemiş olabilir. İyi de helikopter düşerken Jake kendine geldi. O arada neden saldırmadı? Hem Tiger ile Bunny'nin büyük kozları da ortadan kalkmıştı. Neyse, dediğim gibi sıradan detaylar. "He, tamam" deyip geçmek lazım.

    1 Görüş:

    1. ahahah :D Jake 2 bölümde harcandı ya, bu animeden bir beklentim yok artık...

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi