• Noir



    Yer altı dünyasının en yetenekli kiralık katillerinden biri olan Mireille günün birinde aldığı emailde çalan melodi üzerine harekete geçer. Çocukluğunda yaşadığı ağır bir travmadan tek hatırladığı bu saat ve onun çaldığı melodidir. Öte yandan Kirika bir sabah hafızasını kaybetmiş olarak uyanır. Geçmişine dair hiçbir şey hatırlamayan, kendi ismini bile çıkaramayan Kirika, okul üniformasına iliştirilmiş kimlikte Kirika yazdığı için bu ismi kullanmaktadır. Kirika'nın Mireille'den isteği gerçekte kim olduğunu bulmada kendisine yardım etmesidir.

    İlk bölümle birlikte başlayan yarı dostluk yarı düşmanlık tadındaki tuhaf ilişki serinin son dakikasına kadar sürer. Kirika da Mireille gibi çok yetenekli bir katildir ama hiçbir duygu emaresi göstermez. Yalnızca tepkisizliğine tepki gösteren Kirika kim olduğunu öğrenmeye o kadar isteklidir ki sahte kimliğini bile sahte olduğunu bilmesine rağmen saklar. Mireille ile Kirika serinin 2/3'ü boyunca "Noir" mitinin peşinden koşarlar ama çoğunlukla önlerine gelene sıkmaktan öteye gitmezler. İki katilimizin seri boyunca öldürdükleri kişi sayısı takribi 236'ya denk düşmektedir (yanılma payı +-50).


    Masonlar, Illuminati ve buna benzer isimleri duymuşsunuzdur. Dünyayı yönettiğine inanılan pek çok organizasyon bulunmakta. Noir'da anlatılan Soldats ismindeki teşkilat da benzer kalıplardan yola çıkılarak kurgulanmış. 10. yüzyıldan beri dünyada adalet sağladığı, "dünyanın üstünü örttüğü" söylenen bu grubun bir de Noir isminde neredeyse mitolojik bir kahramanı bulunmakta. Animenin tüm olayı da bu kadar kısa işte.

    Ancak nedendir bilinmez böyle ufacık bir konudan 26 bölüm çıkartmayı başarmışlar. Her bölümde inatla yapılan flashbackler, toplamda en az 3 bölüme tekabül eden aynı sözlerin, aynı sahnelerin harcandığı dakikalarla Noir amnezik seyirci kitlesine hitap eden bir anime haline dönüşmüş. Yanlışım yoksa 2. bölüm bile ilk bölümden sahneler barındırıyordu. Hatta bazen aynı bölümün önceki dakikalarını tekrar etmeyi bile başarıyorlardı.


    Bu kadar sık yapılan sahne tekrarlarının faydası da yok değil. Bölümleri hızla ileri sarıp çok çabuk şekilde bitirebiliyorsunuz. Ben şahsen aksiyon sahneleri de dahil olmak üzere flashbacklerin tamamını ileri sararak 26 bölümlük animeyi toplam 6 saat civarında bitirdim. Çerezlik bir anime arayanlara dahi tavsiye etmem. Aynı kelimelerin tekrarları sayesinde 3-4 kelime Japonca öğrenmek isteyenlere tavsiye ederim.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi