• [C] The Money of Soul and Possibility Control - 1



    Complication

    Sezonun en çok merakla beklediğim ikinci serisi için (birincisi Deadman Wonderland) izlenim yazmasam da olur herhalde.

    Serinin konusu kısaca şöyle: Japonya finansal çöküşün eşiğinden kurtulmuştur. Oysa vatandaşlara göre refah düzeyinde gelişme olmadığı gibi işsizlik, suç ve intihar oranları tavana vurmuştur. Babasının ortadan kayboluşu ve annesinin ölümüyle birlikte anneannesi tarafından yetiştirilen Kimimaro bursla öğrenim görmekte ve tüm bunlardan kendini kurtarıp sakin bir yaşam sürmek istemektedir. Lakin günün birinde geri ödemesi şartıyla ona çok yüklü para teklif eden Masakaki ile tanışır. Bu andan itibaren kaderi kökten değişir ve kendini “Finans Bölgesi” olarak bilinen gizemli alana doğru kayarken bulur.

    Kuuchu Buranko'dan Nakamura Kenji yönetmen koltuğunda ki zaten ekrana yansıyan ilk karakterin çizimlerine baktığınızda hiç yabancılık çekmiyorsunuz. Gerçi tüm bir bölüm boyunca aynı karakter tasarımları devam ettirilmeyip üstüne yeni ve farklı türler de denenmiş. Özellikle Finans Bölgesi'nde geçen sahneler oldukça etkileyici. Müzikleriyle daha şimdiden iddialı olduğunu da gösterdi. Kısacası teknik departmanda hiçbir eksik, gedik bulunmuyor. Tek merak ettiğim nokta serinin öbür dünyada geçen sekanslarının board games tarzı kart oyunlarına dönüşüp dönüşmeyeceği. Yönetmeni düşününce böyle bir çocukluğa asla girmeyeceğini biliyorum ama dövüşlerde neyi ilginç kılabileceğini de henüz kestiremiyorum. Hoş, daha ilk bölümden tahminde bulunmanın bir manası yok ama serinin 11 bölüm süreceği göz önüne alındığında rotanın iyi planlanmış olmasını dilemekten başka çare de yok.

    Masakaki bir tür şeytandır ve gelecekleri karşılığı insanlara para teklif eder. Teklifi kabul edenler şifresi 666 olan bir kart vasıtasıyla her ATM'den diledikleri kadar para çekebilmektedirler. Bölümün başındaki 5-6 dakikalık sekansla bu insanlardan bir numune görürüz. Para sıkıntısı olan bir adam nihayet kartı kullanmaya karar verir ve ilginç bir taksiyle yer/zaman düzleminden bağımsız Finans Bölgesi'ne ışınlanır. Burada dövüşler konusunda oldukça deneyimli Mikuni Souichirou ile karşılaşır. Bu dövüşlerde sadece iki insan çarpışmaz, aynı zamanda onların summonladıkları ilginç yaratıklar da çarpışır. Belki sadece o yaratıklar çarpışır da insanların saldırıları semboliktir, bilemiyorum henüz.

    Teknik özellikleri ve konuyu bir kenara bırakırsak başrolümüz Yoga izlemeye değer bir karakter. Fakültede sevdiği bir kız var ama kızın da zengin bir sevgilisi var. Sınıf arkadaşları içmeye giderken o önce birinci, akabinde de ikinci part-time işine gitmek zorunda. Ailesini çoktan kaybetmiş, fakir ve henüz 19 yaşında. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen hiçbir eziklik göstermemesi ve iyimser tavrı benim hoşuma gitti. "İki işte çalışır, derslerinde de sınıfın birincisidir" türevli klişelerin aksine ertesi gün sınav olacağını bile çok geç öğrenip tüm gece sabahlayabiliyor. Sözün özü izlemeye değer bir karakter şimdilik. Seri de tüm bu artı özellikleriyle ilerleyen haftalar için umut vadediyor.

    6 Görüş:

    1. izledim güzeldi sezonun flash animesi olabilir, animasyonu beğendim karakterler de ilgi çekici,
      Deadman'i bende bekliyorum bakacağız.

      YanıtlaSil
    2. yorumlarını okumak için sabırsızlanıyordum:P
      Daha önce Kenji Nakamura'nın daha önce hiçbir animesini izlemedim öyle böyle baktım 1. bölüme gayet iyi bir havası var müzikler çok iyidi .
      Özellikle bush,obama falan op dikkatimi çekti ^^^^ teması para olan bu animenin nelere değineceğini ve ne masaj vereceğini izleyip görmek isterim
      Karakterin kendini ezdirmemesi ve 19 yaşında olması bile ilgi çekiyor genelde karakterlerimiz 17 yaş sınırındadır ve herzaman tsundereler tarafından ezilir...

      Atmosfer iyi yakalanmış animenin ilk dakikasında iyi bir giriş yapmışlar kendini izlettiriyor özellikle 666...

      Bunun dışında kartlar üzerindeki semboller(Davut yıldızı,baphomet,elfler,kartlar ,jesus v.s)falan bu anime hakkında daha fazla düşünmenize yol açıyor o yüzden izlerken dikkat etmem gerekiyor araştıracak çok şeyim var.

      Mabea'nın karakter dizaynları her zaman kendine özgüydü animede bunu iyi kullanmışlar ama art bakımından eksik buldum daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum.

      TTGL müziklerini yapan şahıs bu animede yer alıyor , kalitesi tartışılmazdır bence...

      umarım noitaminA bu seride çıkış sağlar

      Türkçe fansub yok galiba böyle güzelim bir animenin T.........T

      YanıtlaSil
    3. + birşey sormak isterim

      SPOİLER

      Adam intihar ettikten sonra bir sahne geçiyor orada cami minaresi mi gördüm bana mı öyle geldi?

      YanıtlaSil
    4. Sen benden daha dikkatlisin :) Minareye dikkat etmedim, şimdi bölümü de sildiğim için net cevap veremiyorum. Başka bloglarda da o sahnenin resimleri alınmamış. Kısacası, cevabım yok maalesef.

      Karakter tasarımlarında haklısın ama ne de olsa noitaminA. Finans Bölgesi'ndeki sahneler yüzünden maliyet kabarmıştır, bir yerden kısalım bari demiş olabilirler :p

      Yönetmenin etkisi o intihar eden adamın çizimlerinde belli oluyor ama Trapeze de müthiş bir potansiyel barındırıp kendini bastıran ve değerinin altında sonlanan bir seriydi. C'den tek dileğim bir şey anlatabilmesi, ne olursa...

      YanıtlaSil
    5. Sorulalı epey olmuş gerçi ama yine de yanıtlamadan geçmeyim.

      Sanırım o şu resimdeki gökdelenin zirvesi olmakta, yani minare değil.
      http://www.wonderfulinfo.com/amazing/skyscrap/pic10.jpg

      YanıtlaSil
    6. evt Tokyo Skytree idi benim ki saçma oldu D: ;..;

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi