• Mahou Shoujo Madoka Magika - 10



    I Can't Depend on Anyone Anymore

    Büyük kapanış başlasın!

    Bu animenin her yaptığı doğru. Öyle atıp tutmayı sevmem ama prodüksiyon safhasında kim varsa bir arabaya konup şehir turu attırılması lazım. İnanılmaz doğru zamanlama, muhteşem animasyon teknikleri ve oldukça sağlam bir konu. Draması, kötü karakterin "mantıklı" kötülüğü, iyilerin çaresizlikleri, herkesin yaşadığı ikilemler... Tek kelimeyle olağanüstü bir performans çıkartıyorlar. 10 haftadır tek bir kötü bölüm izlemedim, bu bölümle birlikte 3 tanesiyse muhteşemdi. Daha Walpurgis Gecesi var, büyük kapanış var. Yani düşündükçe bu serinin çoktan yılın en iyilerine girdiğini söyleyebilirim. Eşsiz bir yönetim sergileniyor. İşin aslı Arakawa'nın çok dengesiz ve yer yer çok kötü gidişatından sonra Miyamoto Yukihiro'nun bu kadar üstün bir yönetim göstermesini beklemiyordum, yılın en güzel sürprizi oldu.

    Zaten bilmediğimiz veya tahmin etmediğimiz bir şeyi anlatmadılar. Homura'nın "zaman" ile oynayabildiğini biliyorduk. Kızın gelecekten geldiğini ve Madoka'yı ne pahasına olursa olsun korumak istediğini de çözmüştük ama detaylarla öylesine oturaklı bir senaryo çıktı ki ortaya resmen ağzım açık kaldı. Homura gelecekten geliyor ama bir bakıma da gelmiyor. Ne demek şimdi bu? Şu demek efendim, Madoka'ya verdiği sözü yerine getirebilmek için her nafile denemesinden sonra geri dönüp yeniden başlıyor. Kyuubey'i defalarca öldürüyor, Madoka'yı caydırmaya çalışıyor lakin başaramıyor. Tekrar geri dönüp baştan başlıyor çünkü Madoka bu kızın yegane arkadaşı.

    Homura'nın bizim bildiğimiz soğuk nevale tipi de bu bölümle birlikte net bir açıklamaya kavuştu. Kim bilir kaç defa bu döngüye giren kız haliyle artık göreceği her şeyi tecrübe etmiş ve arzuladığı sonuç dışında hiçbir şey onu tatmin etmeyecek. Öte yandan güven veren inanılmaz güçlerini kimden feyz alarak törpülediğini de öğrendik. Doğrusu bu değişim benim çok hoşuma gitti. Nasıl ki Sayaka ve Madoka serinin ilk bölümlerinde Mami'ye hayranlıkla bakıp onun gibi olmak istiyorlarsa Homura da Madoka'nın gücünden etkileniyor ve bir anlaşma yapıyor.

    Zamanlamanın ne kadar iyi idare edildiğini söylerken demek istediğim buydu. Serinin bitmesine iki hafta kaldı ve her şey apaçık ortaya kondu: Kötüyü biliyoruz, iyilerin hepsini en ince detaylarına kadar biliyoruz. Belanın ne olduğunu biliyoruz, onu kimsenin tek başına çözemeyeceğini biliyoruz. Bilmediğimiz tek şey bu belanın üstesinden gelinip gelinmeyeceği ve bizimkiler galip çıkarlarsa bunu nasıl yapacakları. Zirveye doğru adım adım ilerliyoruz ve ardımızda eksik kalan hiçbir parça bulunmuyor. Gerçekten harika! Harika bir yönetim!

    1 Görüş:

    1. kyubei'nin postunu koyman iyi olmuş masaüstü arkaplanım için kendim capture etcektim :D:D

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi