• Baka to Test to Shoukanjuu OVA - 1



    Yakın zamanda incelemesini kaleme aldığım ilk sezonun ardından beklenen OVA da nihayet çıktı. 2-F sınıfını anlatan ve Aki'yi başrolünde tutan anime bu OVA'da da farklı bir yöne sapmıyor ve akademi içinde düzenlenecek festivale odaklanıyor. Okullarda geçen animelerde bu tür festivallerle sık sık karşılaşıyoruz. Her sınıfın kendine özgü bir tema seçip uyguladığı bu etkinliklerde 2-F sınıfı da seçe seçe Avrupai Çin kafesinde karar kılıyorlar. Mandalina kutularından çizim tahtalarına kadar düşen F sınıfı bu kafeden gelen parayla kendine demirbaş alma şansı bulacak, bu yüzden bu etkinliğe çok önem veriyorlar ama her zamanki gibi işler bir noktada sarpa sarıyor.


    Himeji'nin A sınıfına geçişi söz konusu. Ailesi onun bu rezil koşullarda okumasını istemiyor, dolayısıyla Aki'yi bir telaş alıveriyor. Kafasında saçma sapan bir sürgün teorisi ürettiği sahne acayip komik. Bu yüzden titizlikle yaklaştığı kafe iki serseri yüzünden baltalanır gibi olduğunda etekleri tutuşuyor... etekleri derken kinaye yapmıyorum. Önce kombo dayak yiyip F sınıfını terk eden bu zibidiler alınan habere göre A sınıfında dedikodu yapıyorlarmış. Çok ayıp! Aki ve Yuuji bir olup bu afacanlara hadlerini bildirmek zorundalar. İki posta da A sınıfında tepeledikleri herifçileri bölüm sonunda basıp bir daha dövüyorlar. Konunun ne önemi var aslında, 30 dakika boyunca hoşça vakit geçiriyoruz sonuçta.


    Himeji'nin ölümcül yemekleri, Minami'nin tahta vücudu, Shouko ile Yuuji arasındaki dillere destan aşk, Ninja Sapık'ın müthiş kumanda merkezi ve tabii ki erkek fatma Hideyoshi. OVA bu karakterleri ve takıntılarını yeniden masaya yatırıp aynı düzeydeki esprileri bir kez daha ısıtıp önümüze sunuyor. Belki ben çok yakın zamanda izlediğimden bazı yerler çok tanıdık geldi, sanki bir OVA değil de serinin 14. bölümünü izliyormuşum gibi hissettim. Vaktinde izlemiş olanlar eminim hatırladıkları zaman sevineceklerdir.


    OVA bilmediğimiz, ilk sezondan alışık olmadığımız hiçbir espri içermiyor. Bu sebeple bana biraz hazırdan yiyormuş gibi geldi. Yine tanıdığımız karakterlerden aynı türde espriler üretiliyor. Seriyi sevdiğim için gerçi bu esprilere bir kez daha güldüm ama bu seferki çok içten değildi. Sonuçta komedinin sürprizler üzerine kurulu olması bende daha büyük bir etki yaratıyor, bu şok avantajını kullanamadıklarından çok da içime sinmeyen bir OVA oldu. İndirdiğim sürümde OVA için üç ayrı son ve ufak bir oyun ekranı da bulunuyor. İkinci bölümde yeniden savaşlar canlanacak, büyük ihtimalle dananın kuyruğu esas orada kopacak. 23 Mart'taki bölümü merakla bekliyorum.


    p.s. Tahtadaki XOX oyununa dikkat :)

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi