• Panty and Stocking with Garterbel - 6



    Les Diaboliques

    Evvvveeeet! Süper bir bölüm!

    Nihayet beklenen sıçramayı gerçekleştirdi seri. 3. bölümden bu yana şöyle enikonu sağlam bir bölüm izlememiştim. Gerçi bu bölüm serinin tamamını kapsayacak kadar sağlam çıktı. Her şeyden önce kesinlikle yorgun bir günde izlenmemesi gereken bir bölüm, hele ikinci yarısında aksiyon saniye yavaşlamıyor ve kartopu etkisinde sürekli büyüyerek üstümüze geliyor. Sadece bir haftada bu kadar detaylı bir çalışma yapılabilmesi takdire şayan. Animasyonuna zaten bayıldığım seri beni iyice kendine hayran bıraktı.

    Bölümün konusuyla ilgili pek anlatılacak bir şey yok aslında ama adet yerini bulsun. Kızlar okula gelip ünvanlarını kaybettiklerini görünce fıttırırlar. Yerlerini alan kraliçelerse bildiğimiz iblistir ve hem zeka hem popülerlik kıyaslaması yapıldığında Panty ile Stocking iyice madara olur. Bu andan itibaren soluksuz bir aksiyon ve kahkaha bombardımanı başlar. Eziklerin sınıfı beni benden aldı, dört kızın birbirlerini mütemadiyen sallamayışlarıysa üstüne tuz biber ekti. Bilindik bir senaryo sürecinden geçtikten sonraysa bölüm finali serinin gidişatıyla ilgili temelleri kesinleştirmiş oldu: Büyük kötü artık bilfiil serinin içinde.

    Her hafta böylesi devasa bir prodüksiyonla çıkılır mı bilmiyorum -13'lük serilerin 6. bölüm klasiklerinden biri de olabilir- ama bu kadar iddialı bir animasyonu en az 3 kez daha gösterseler şimdiden sezon içindeki yerleri garanti. Ben pek zevkime uygun bir seri çıkaramadım sezondan ama sanırım Panty ve Stocking 2010'un sonuna dair hatırlayacağım ilk seri olacak.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi