• Highschool of the Dead - 5



    Streets of the Dead

    İçi gerçekten bomboş olsa da izlenilirlik konusunda serinin hakkını vermem lazım. Bölüm ne ara başladı da bitti hiç anlamıyorum. Konuşmayla geçen sahnelerde altyazıya tenezzül bile etmeyişim belki bu sürecin en önemli kısmı. Nasıl olsa dişe dokunur bir mesaj verme kaygısı taşımıyorlar. Otobüsten inerken bile etekleri havalanıp külodu gösterilen ablalar, feci şekilde ebleh hemşirenin motosiklette esas oğlanı pandiklemesi, zombi keserken birbirine yapışmış iki kafanın yanında şaha kalkmış memeler falan pek yazı okuma isteği uyandırmıyor. İşte veletler toplanıp zombi biçiyorlar, bir yandan da frikik üstüne frikik veriyorlar. "Korku filmlerinde seks yapan ölür" kuralını da kanıtlamak için Komuro'ya kızlardan birini yamarlarsa şaşmam.

    Bölüm başındaki sniper abla iyiye işaret gerçi. Böyle karizma karakterler lazım. Bizim ergenler hep bir şekilde kaybedenler kulübü sınıfında dikiş tutturduklarından şöyle lider vasıflarına sahip bir karakterin çıkması önemliydi. O hatunla çocukların yolları birleşir mi bilemem ama hatunu bundan sonra da görmeye devam edeceğimiz garanti. 23 saat sopalayıp 1 saatinde kan nakli yaptırmalık öğretmenden kurtulduk ki artık sinirlerime dokunmaya başlayacak kadar karikatürize bir karakterdi. Hirano bilerek ıskalamasaydı da kalıcı bir iz bıraksaydı keşke.

    Bu da yeni yetmelerin sevecekleri bir zombi animesi oldu çıktı. Kolay izlenebilir olmasa herhalde geçen haftaki saçmalıktan sonra çoktan bırakmıştım. Kısa sürecek olması, bölümlerin hızlı bitmesi, daha az sansür uygulanıyor olması serinin sonunu kolaylaştıracak. Artık yarısına geldiğime göre de buradan dönmek olmaz. Bir de şu hemşireyi zombilerin kucağına atsalar içimin yağları eriyecek. Çizgisini popcorndan bir adım öteye taşımayacağı kesinleşen seri için daha şimdiden notumu verdim sayılır. HOTD'in 12-13 bölümden fazlası seyirciye zarar.

    1 Görüş:

    1. Şimdiye kadar hoşuma giden bir seri oldu ama dediğiniz gibi 12-13 bölümde bitecek olursa eğer bizi yarım yamalak bir son bekliyor demektir.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi