• Fullmetal Alchemist: Brotherhood - 55





    The Adults' Way of Life


    Dolu dolu bir FMA hafta sonu oldu benim için. Önce yeni çıkan Tales of the Master'ı, ardından da yazmak için bir kez daha Simple People'ı izledim ve sıra haftanın bölümüne geldi. Haftanın bölümü de hem yeni katılan karakterleriyle hem de aramızdan ayrılanlarıyla açıkçası çok sağlam geldi. Bazı gelişmelerle savaşın ilk periyodunu sonlandırdı sayılabilir. Sonlandırdı diyebiliyorum çünkü ikinci periyodu da hemen başlattı.

    Armstrong kardeşlerle Sloth'un kapışmasında Sloth tam avantajı tekrar eline geçirmiş ve tüm süratiyle saldırıyorken imdada koşan Izumi maharetlerini sergiledi. Yeri gelince boz ayıyı omzuna atan bu kadın Sloth'u da fırlatıp savurabileceğini gösterdi. O heyecanlı anlarda Izumi'nin kocası Sig'in gelişi ve Alex Armstrong'un karşısında kendi kadar kaslı bir erkek görüşüne verdiği tepki, heyecanı hafifletip ucuz aksiyon tadında güldürmedi değil hani. Bir de Izumi'nin yardıma geldiği anda Olivier gibi duvar suratlı birinin bile tepki vermesi güldürdü beni. Zaten bu iki sahne haricinde kalan anlarda ciddi çarpışmalar sürmekteydi.

    Bu çarpışmalardan elbette ki en önemlisi Hohenheim-Father arasında yaşananıydı. Hohenheim'ın tüm sorularına kaba kuvvetle cevap veren Father bir bakıma aksiyon yapımlarındaki "fırtına öncesi konuşma" klişesini de yıkıyordu. Hohenheim'ı tam köşeye kıstırdığını sandığı andaysa şimdilik -bizim için- bilinmez bir nedenden Hohenheim'daki felsefe taşının o kadar da kolay alınamayacağını gördü, belki de taş yoktur Hohenheim'ın içinde. Kim bilir...

    Ve bölümün son dakikalarında Briggs kuvvetleri Merkez karargahını ele geçirmiş, kuklalardan kurtulmuş, kendilerine karşı koyan askerleri püskürtmüş vaziyette zaferlerini kutlarken elinde tek bir kılıç, yanında da birkaç ebleh askerle Führer çıkageldi. İşler tam rayına oturuyor dediğimiz bir sırada yepyeni bir bela daha sarılmış oldu. Aslında önce Envy, şimdi de Sloth'un gidişleriyle iyice zayıflayan Homunculus kadrosuna Wrath biraz güç katabilir. OP'de de gözüken Scar'la bir dövüşü var ki izleyeceğim haftayı iple çekiyorum. Serinin sona ermesine tamı tamına 2 ay kalmışken yayımlanacak her bölümün kusursuz olması bu serinin "eşsiz kategorisinde"ki yerini sabitleştirecektir.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi