• Durarara!! - 2



     

    Highly Unpredictable

    Önceki bölümün özetinin OP içine yedirilmesi ne kadar orijinal bir düşünce. En azından ben daha önce böyle bir kullanıma rastlamamıştım. Özetin başlangıç ve bitişindeki geçişler hissettirmeden öylesine güzel uygulanmış ki bir ara ciddi ciddi "Bu ne biçim OP? Kesin montaj hatası falan olmuş" dedim. Alışılmadık fikirler göstermek bir anime için çok ciddi bir artı.

    Anlaşılan o ki Durarara boyunca gerçekten ilginç karakterler izleyeceğiz. Bu da benim için şimdilik kafi. Siyah motorlu Azrail karakteri dili olmayan ama bayağı konuşkan biri. "Cool" takılıp ölümüne sessiz olan sayısı unutulmuş karakterlerin aksine konuşmayan lakin iletişim kurmaktan çekinmeyen birini görmek enteresan. Her karakterin sırlarla kaplanması ve serinin 24 bölüm süreceği bilgisi birleşince bu geniş karakter yelpazesinin detaylıca ele alınacağından emin olabiliriz. Hepsini hangi ortak noktada kesiştirecekleriyse sanırım serinin anafikrini oluşturacak.

    Bu bölümde en sevdiğim nokta, ilk bölümdeki olayların tekrarlanmasına rağmen çok farklı şekilde anlatılmasıydı. Bu sayede farklı açılardan konuya yaklaşma şansını bulabildik. Çatıda yaşanan diyalogsa bölümün zirve yaptığı andı. O dakikaya kadar (kendini Nakura diye tanıtan) Izaya Orihara'nın nasıl bir karakter olduğunu tahmin etmeye çalışırken yaptığım hatalar aslında diyalog sonrasında da tam çözülmedi ve buna bayıldım. Bir ara Fight Club misali bir "özgürleştirme" izliyorum hissine bile kapıldım. İntihara karar vermiş birine yaşamı sevdirmeye çalıştığını bile düşündüm.

    Serinin animasyonu fena değil. Muhteşem sayılmaz ama kötü olduğu da söylenemez. Yalnız müzikler çok keyifli. Şehrin karanlık havasıyla dalga geçermiş gibi hafif melodiler çalınıyor. Bunların dışında yönetmenin becerisini ve kurgu yeteneğini de ön plana çıkardığı bir bölüm gördük. Karakterleri öyle bir serpiştirdi ki Azrail hariç her birine eşit süre tanınacağının sinyallerini şimdiden verdi. Bu sezon için konuşmak gerekirse bir sonrakini sabırsızlıkla beklediğim tek seri şimdilik Durarara!!

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi