• Another - 12


     
     

    Ben genelde severek takip ettiğim serilerin final bölümlerini yazarken tuhaf bir şekilde romantiğe bağlıyorum. Hourou Musuko, Tokyo Magnitude 8.0 ve AnoHana bunun en bariz örnekleri. Another için de öne çıkarabileceğim birçok özellik var. Hele ki mükemmel bir performans göstermiş ses yönetmeni Iwanami Yoshikazu'nun her bölümde üstüne koyarak bizlere sunduğu yeteneği bana göre Another'ın animeye özgü en önemli becerisi. Nihayetinde bir romandan uyarlanan Another için konu zaten hazırdı, senaryo ise nispeten müsaitti. Fakat P.A. Works'ün harika ışık ve gölge kullanımına Yoshikazu'nun kulaklıkla bambaşka bir deneyime bürünen ses yönetimi eklenince geriye izleme açısından son derece keyifli bir anime çıkmış oldu.

    Her ne kadar izlemesi keyif veren bir prodüksiyon olsa da takip etmesi hayli zor bir animeydi Another. Yarattığı gizemi korkuyla destekleyen ve eline geçirdiği her fırsatta bu gizemi daha da karmaşıklaştıran bir yapıya sahipti. Fakat her izleyicinin kendine ait teoriler üretmesine olanak tanıyan bu yapı doğal olarak seri için bir avantaja dönüşünce Another'ın bu sene başlayan animeler arasında -en azından- popülerlik anlamında üst sıralara tırmanması hiç de zor olmadı.

    Bölümü henüz izlemeyip okumaya başlayanlar için uyarı: Spoiler geliyor!

    Bir miktar daha oyalanıp spoilerları en azından insan gözünün yakalayacağı mesafeden kaçırmaya çalışayım. Hala okumaya devam eden varsa da benden günah gitti artık. Neden o kişinin Another olduğuna bölümde anlatılanların haricinde birkaç detay ekliyorum:

    1- 12. bölümde de izledik. Reiko daha ilk bölümden başlayarak Kouichi'ye okulla ilgili bazı kurallardan bahsediyordu. 1. bölümde mi emin değilim ama bir noktada şöyle bir cümle sarf ediyordu: "Okul yaşantınla evdeki yaşantını birbirine karıştırma." Reiko ile Mikami arasındaki benzerlik zaten konuşulan bir detaydı ama bu cümle ve benzerlik tek başına yeterli değil tabii.

    2- 1. bölüm - 12:50. Dedenin konuşmasına kulak verin (altyazıya değil). Bakın hangi ismi söylüyor :)

    3- 10. bölümde Kouichi'nin, annesinin fotoğraflarını Mei'ye gösterdiği sahneyi hatırlayalım. İşte en sevdiğim ipucu buydu: Mei fotoğrafı görünce Reiko'nun resim yapmayı sevip sevmediğini Kouichi'ye soruyor. Kouichi ise "Evet, resim yapmayı asıl işi gibi görüyor" diyor. Doğal olarak Reiko'nun şu andaki işi nedir peki diyoruz. Mikami Hoca'nın resim sınıfında çocukların resimlerine baktığını hatırlıyor musunuz?

    Sonuçta ipuçları verilmişti ama izleyiciyi farklı sonuçları düşünmeye itecek detaylar da seriye saklanmıştı. Neredeyse her hafta farklı bir teori üretmek, öncekini tamamen yanlış çıkaramadan bir yenisi üzerinde kafa patlatmak, en ufak detaylara bile dikkat kesilmek... bir animenin, geçtim animeyi herhangi bir eserin bunları yaptırabilmesi bile büyük başarıdır. Üstüne bir de yetmezmiş gibi edebiyata ait avantajları (okumadım ama muhtemelen romanda da aktarılan Reiko ve Mikami tasvirlerinin yarattığı bilinmezliği) usta işi bir senaryoyla ve takdire şayan animasyonla (gözle görmeye rağmen ikisinin de aynı kişi olduklarını anlayamamak) kendi lehine çevirebilmek herhalde uyarlamalar arasında bu animeye sağlam bir yer kazandıracaktır.

    Çok keyifli ve müthiş yorucu bir üç aylık periyodu geride bırakırken kendi adıma yılın şimdiye kadarki en iyisi olan Another gider ayak ardında yine bir gizem bırakıp insanı çileden çıkarma huyundan vazgeçmediğini de gösterdi: Reiko'yu öldüren kişi acaba neden bu kadar tanıdık geliyor? Herhalde onun cevabını da Mayıs ayında gelecek OVA'da alacağız.

    7 Görüş:

    1. Benim bazı teorilerim tuttu en azından(10. bölümde teorilerimi yazmıştım(epey uzun yazmıştım))
      Ama hayla anlamadığım birşey var Mikamiyi öldürürken neden ''elveda anne'' dedi?
      ayrıca Mikamiyi hiç öldürmeselerdi daha iyiydi boşuna 10 kişi öldü lanet adam gibi bitmeseydi daha az giderdi en azından :D

      YanıtlaSil
    2. Daha önce birisi tahmin etmişti Anotheri muhteşem bi bölüm ve hazin bir son diyebilirim ama gerçekten izlemeye değer animeler listesine girdi kutulandı ve anime rafımdaki yerini aldı. Bu tarz yeni animelere bakmak lazım 12 bölümdür yorumlarını esirgemediğin için sağol Animedyum ^^

      YanıtlaSil
    3. evet yahu. görmüştüm o yorumu. ama hiç beklemiyordum :D resmen herkes olabilir demiştim yani artık.

      YanıtlaSil
    4. Another ost larını bulamıyorum yardım edebılırmısınız bılen bırı var-levent_elves@hotmail.com

      YanıtlaSil
    5. Henüz seri biteli 2 gün oldu :) Şu anda sadece yayınlanan bölümlerden sökülmüş sesleri veya o parçaların derleme hallerini bulabilirsiniz. Şu adreste ise birkaç şarkıyı bulabilirsiniz (linkleri denemedim): http://animeost.info/7954/another-anime-ost

      YanıtlaSil
    6. mei akazawa ölürken onda baktığında değişik bi renkte gördü aynı renkte mikamiyide gördü. ya ölmek izere olan kişiyide aynı renkte görüyo yada akazawayla mikamide ölü olan kişiler yada ikiside değil.

      ayrıca bölümün sonunda güle güle annede neyin nesiydi


      mikamiyi öldüren kişide esas oğlanımızdı sanki bunu bunların hepsi ovada açıklanıcak sanırım güzel bi seriydi yorumlarınızı ve fikirlerini bizimle paylaştığın keyifli vakit geçirmemizi sağladığın için teşekkür ederim tüm samimiyetimle :)

      YanıtlaSil
    7. Aslında her ikisini de görüyor, yani ölüme yaklaşmış olanı ve çoktan ölmüş olanı. Dolayısıyla Akazawa ölmek üzere olduğu için öyle farklı görmüş gibi bize yansıtıldı. Yoksa tek Another olan Mikami idi.

      Kouichi annesiz büyüdüğü için Reiko'yu annesi gibi görüyordu. Bir yerlerde bahsi geçmişti sanıyorum ama şimdi hatırlayamadım.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi