• Kuroko no Basuke - 07



    Çüş ve oha hatta yuh ama! Öeh bile olabilir. Aynı bölüm içinde utanmasalar seriyi bitirecekler. Seirin beklendiği gibi rakiplerini yeniyor fakat galibiyetlerini neredeyse sadece skor tabelasından görüyoruz. Bu kadar hızlı bir tempoya ne gerek var hiç anlayamadım. Daha serinin ilk çeyreğini yeni bitirdik ve neredeyse 7 bölümden daha kısa bir sürede turnuvayı bitireceğiz. El insaf!

    Spor serilerinde bu hızlı tempo animeyi genellikle tek bir sonuca götürür: Takımın mağlubiyetine. Serinin ilk dönemlerinde kaybeden takım sonra bilenir, daha çok çalışıp güçlenir ve bu mağlubiyetin rövanşını da finalde alır. Bu inanılmaz süratli anlatımdan başka bir sonuç çıkaramıyorum.

    Belli ki Production I.G. ikinci sezon ihtimalini hiç düşünmüyor. Ucu açık bir final yapıp garantilenmemiş ikinci sezonla seriyi sürüncemede bırakmak yerine tek seferde işi bitirmek istiyor. Yarım kalmış serileri ben de sevmiyorum ama böylesi bir anlatımla da eldeki serinin değeri düşüyor.

    Gerçi şimdiye kadar dengesi iyi ayarlanmış bir seri olan KnB yalnızca tek bölümü böyle geçiştirdiğine göre bundan sonrasında daha usturuplu bir anlatım göreceğiz. Anlaşılan o ki bizim takımla aşık atabilecek takımlar sadece Generation of Miracles oyuncularını barındıran okullar olacak ve o maçlar da 2-3 bölümden aşağı sürmeyecek. Bu haftaki gibi bölümler olmasın da gerisi mühim değil.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi