• Uchuu Kyoudai - 03




    Mutta'nın sınav maratonu devam ediyor. Yazılı ve sözlü sınavların ardından oldukça komik bir sahneyle yeni test aşamasına geçiyoruz. Genital bölge ve apandisit kontrolüne giren Mutta'nın tam da o esnada Serika'yı aklına getirmesiyle doktorun karşısında bir takım "hareketlenmeler" yaşamasına çok güldüm. O kadar ciddi bir ortamda Mutta'nın içindeki çocuk bir kez daha devrede. Mutta bu sınavları çok ciddiye alıyor ama doğallığından da hiçbir şey kaybetmiyor.

    Akciğer testinde bir anda durup rakibini takdir etmesi, astronot elbisesine bakarken yakalanması, kardeşinden tüyo almadığına hayıflanması ve kendi kendine baskı uygulaması 31 yaşındaki bu adamın içinde kalmış çocuğun göstergeleri. Mutta yetişkin bir birey ama çocukluğundan sonra kendine çizdiği yol onun gerçek benliğini bir süreliğine hapsetmiş. Şimdi yeniden kendi kimliğini bulmaya çalışıyor. Belki araba tasarımcılığı kariyerine biraz müdahil olabilseydik onun yaşadığı bu değişimi daha iyi deneyimleyebilirdik ama bana göre Mutta'yı anlamak için bu kadarı da yeterli.

    Her testin en başarılı katılımcısı olan Serika'ya da biraz yaklaşıyoruz. Küçükken babasının yaptığı bir davranışı Mutta'da gören kadının da içinde bir şeyler kıpırdamaya başlıyor. Ne de olsa kızların ilk aşık oldukları erkek babalarıdır. Fakat ben bu seride öyle pembe dizi romantizmine yaklaşan bir aşk göreceğimizi sanmıyorum. Mutta'nın Serika'dan hoşlandığı ve Serika'nın da yavaş yavaş Mutta'ya ilgi duymaya başladığı bir gerçek ama her ikisinin de gerçek aşkları atmosferin dışında duruyor. Gerçi en az 48 bölümü aşacağı söylenen bir seride romantizme de rahat rahat yer bulunabilir ama temel hedef bu olmayacak gibi görünüyor.

    Mutta'nın vasatı aşan performansı bakalım üçüncü safhaya geçmesine yetecek mi yoksa bu maceraya daha en başından veda edip seriyi hiç beklenmedik yönlere giderken mi izleyeceğiz. Açıkçası Space Brothers'ın şimdiye kadarki gidişatı -duyurulan bölüm sayısını da göz önüne alırsak- eninde sonunda nereye varılacağını tahmin edilebilir kılıyor lakin o hedefe nasıl ulaşacağını kestirmek oldukça güç.

    1 Görüş:

    1. 3 haftalık sürede, şimdiye kadarki favorimdir bu seri

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi