• Furusato Saisei Nippon no Mukashibanashi - 01




    "Japonya'dan Masallar" şeklinde çevrilebilecek anime birbirinden farklı üç ayrı masalı farklı animasyonlarla sunarken "kıssadan hisse" ayarında mesajlar barındırıyor. Son derece dingin anlatımıyla adı gibi masalsı bir atmosfer yaratan animenin çocukları hedeflediği aşikar fakat Japon kültürüne meraklı olanları da cezbetmesi muhtemel.

    İlk bölümündeki ortak temayı açgözlülük olarak okumak mümkün fakat üç kesitin de kendine ait birer hikayesi bulunmakta. İlk kesitte Musa Peygamber gibi nehirden gelen bir köpeğin kendisine bakan aileye sağladığı refah ve bu refahtan nemalanmak isteyen açgözlü komşuların hüsranla sonuçlanan hinlikleri anlatılıyor. Astral seyahat ve rüyalar için nefis bir detay yaratan ikinci kesitte de sabırla çalışmanın ve paylaşmanın önemi vurgulanıyor. Son kesitte ise musibet ile nasihat orantısı üzerinden kişinin doğru yolu bulması işleniyor.

    Her üç kesit de son derece eğlenceli ve naif. Çocuklara olduğu kadar masal dinlemeyi özlemiş yetişkinlere de hitap ettiğini hissettiren Folktales from Japan her hafta uykudan önce 1 doz alınması gereken türde sevimli bir anime.

    3 Görüş:

    1. anidb to watch listemde 39 adet yeni anime sıraya girmiş seyretmemi bekliyor. Biri de bu. Bir de genç yeteneklerin her sene yaptığı (Wakate Animator Ikusei Project 2011) 4 bölümlük bir seri var onu da bekliyorum heyecanla :) Böyle sevimli kısa animeler arada çok iyi geliyor.

      YanıtlaSil
    2. Genç yetenekleri ben de bekliyorum. gg grubu geçen sene olduğu gibi yine çevirmekteymiş, herhalde 1-2 haftaya kadar izleme şansımız olur.

      YanıtlaSil
    3. Genç yetenekler 2010'dan en çok Tansu Warashi ve Ojii-san no Lamp'i beğenmiştim. Bakalım, bu seneden de umutluyum :)

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi