• Brave 10 - 7-8



    Bölüm kritikleri yayınlayan bloglar arasında Brave 10'i izleyen bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kalmış bloglardan biri olarak bu seri hakkında diyebileceklerim iyice minimuma indi. Neyse ki tayfa toplandı ve bundan sonra yoldan geçeni çevirip 10'luyu tamamlanma faslı bitti. Kalan 4 haftada Isanami'nin tokası üzerinden birkaç ciddi kapışma da izlersek serinin zaten dar olan hedefine ulaşmış olacağız.

    Her kahramanın farklı özellikleri onların karakter gelişimleri namına yapılan tek senaryo başarısı. Zaten bir gereklilik olan bu sorumluluğu başarı olarak tanımlamak ne derece doğru bilemiyorum lakin Brave 10 o kadar basit bir anime ki bunun gibi detayları bile başarı olarak görmek zor değil. Her seferinde söylediğimi yinelemekten başka yapacak bir şey yok: Brave 10 iyi/vasat bir seyirlik. Ne bir fazlası ne bir eksiği.

    1 Görüş:

    1. Öyle deme severek izliyorum. Basit ve vasat ama en azından hareket var :)

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi