• Another - 8




    Büyük bir gizeme dönüşmeye başlayan Another gerilim-korku türleri arasında da çok ciddi anlamda bir mekik dokuyor. Her hafta gizemine ufak eklemeler yaparak genişleten ama onu olduğundan daha fazla kabartmayan, şişirmeyen, pohpohlamayan bir süreç izleniyor. Kouichi vasıtasıyla hem bir yandan bizler de bu gizemi araştırıyoruz hem de seri ile aramızda korunan mesafe yüzünden asla doğru düzgün bir fikir yürütemiyoruz. Başkalarını bilmem de... işte bunu seviyorum!

    Tankerin sol... sağladığı yolda karakterler gibi benim de kanım çekildi. Daha dikiz aynasından görür görmez "işte başlıyoruz" dedim. O sessizliğin ve her an bir şeyler yaşanacakmış duygusunun sağladığı gerilim zaten başlı başına bu serinin başarısını tasdikliyor: Her saniye istim üstündeyiz. En ufak bir gelişmede bile felaketle karşılaşmak için kendimizi hazır tutuyoruz. Oysa bölümün sonunda da gördüğümüz gibi asla yeterince hazır olamıyoruz.

    Kendi adıma bu bölümün seriye dair çok büyük bir değer kattığını söylemek güç (tabii Reiko ile Kouichi'nin buzlu cam sekansında ve Matsunaga'nın "yakın zamanda seni nerede gördüm ben?" konuşmalarının her saniyesine bariz şekilde ipuçları yerleştirilmesinin ama bu ipuçlarını nereye çekeceğimizi bilmememizin dışında) ama P.A. Works'ün arada bir canı mı çekiyor bilinmez, yine hava atası gelmiş orası kesin. Hanasaku Iroha'da da belli başlı anlar yakalayıp tekniklerini konuşturmuşlardı, Another'ın bu bölümünde de resmen o belli anların peşinden koşuyorlar. Kumdaki ve sudaki yansımalar, güneş/gölge tercihleri, eriyen küp şeker hepsi gerçekten yüksek kalitedeydi ama asıl dikkatimi çeken (belki önceki bölümlerde de vardı) tüm bölüm boyunca karakterlerin iyice ön planda, tabiatın ise arka mercekte yer aldığı çizimlerdi. Karakterler o kadar öndeydiler ki arka plan ne tam fluydu ne de tam netti. Gerçekten çok iyi bir denge sağlanmıştı.

    Bölümden seriye dair ilgimi çeken birkaç nokta da verip kapatalım bu seferlik:

    1- Mei'nin babasıyla ilgili söyledikleri bana hemen Kouichi'nin babasını çağrıştırdı.

    2- Teshigawara (sarışın oğlan)'nın takım seçimi fena halde işkillendirdi ama "Var olmayanlar takımı" herhalde çok abes bir ipucudur. Bu seriye yakışmaz diye fazla mıncıklamamak en iyisi.

    3- Sınıfa bırakılan "şey" Mei'nin sırasına kazınmış yazı veya 9. bölüm fragmanında gösterilen kaset olabilir mi? Eğer kaset çıkarsa ilk bölümün açılışındaki iki kişinin konuşmasını içeren kaset olabilir mi? Bu kadar muhteşem bir döngü yaratılırsa... düşüncesi bile gerdi.

    4- "Kasabanın dışına çıkınca ölümler devam etmiyor" demişti kütüphaneci
    4a- Çocuğun ölümü tamamen rastlantısaldı.
    4b- Kütüphaneci yanlış söyledi, ölümler kasabayla sınırlı değil.
    4c- Another'ın olduğu yerde ölüm var; Another bu bölümdeki tayfadan biri.

    5- Mei'nin yanılmıyorsam ilk defa "gerçek" bir tepki verdiğini gördüm. Deniz canlıları (ve cansızları) hakkında bilmediklerini izledikten sonra ahtapotla cebelleşmesinde Mei'nin suratındaki bazı kaslar hayatı boyunca ilk kez çalışmış olabilir.

    6- Akazawa Izumi inceden Kouichi'ye pas mı atıyor? Böyle bir haller, bir tavırlar...

    7- Bu diziyi kulaklık takarak izlemek ne kadar manyak ötesi bir deneyimmiş böyle!

    p.s. Bu arada karpuzu tuzla deneyen oldu mu? Yakın zamanda izlediğim başka bir animede de vardı, gerçekten bir fark yaratıyor mu? Yaza kadar bekleyip bir denemek lazım.

    7 Görüş:

    1. Ya cidden karpuz ve tuz olayı neydi öyle? Bi' an "Acaba şeker mi tuz mu?" diye de düşündüm ama, karpuz zaten tatlı bir şey. Daha da tatlandırmak istemezler herhalde. Ve bence tuzla da pek hoş olmaz gibi. Öhöm... Neyse.

      Şimdi öncelikle o finalde ölen çocuğun, öleceği barizdi -hatta denizin ortasında el sallayınca, herhalde ölmeyecek bile dedim- ama tekne türevi bir şeyin geleceğini ve onun altında kalarak parçalanacağını düşünmemiştim. Acaba o teknenin oradan geçmesi gerçekten rastlantısal mıydı? İlk aklıma takılan bu.

      3'te yazdığın bana olası göründü. Ama ben fragmanı kaçırmışım sanırım, endingden sonra bir şey yoktur diye kapattım!:( Kaset olayından falan bihaberim yani.

      4- C diyorum ben. En mantıklısı o görünüyor şu an için.

      6- Haha! Hem de ne pas... Çakal kız.

      ps: Bir de şu yorumlardaki kelime doğrulama olayı kaldırılabilirse harika olur.

      YanıtlaSil
    2. Ben de 4a hariç diğer ikisinden biri (ya da her ikisi birden) olduğuna eminim, sonuçta bu serinin hiçbir saniyesi alelade değil.

      7. bölüm yorumlarında click şöyle demişti: "Belki bütün olayların sebebini çoktan ufak detaylarda vermişlerdir." Bence de durum bundan ibaret ama detayları birbirine yapıştıracak kadar sağlam bir mantık üretemedim henüz. Yalnız "gözünü dört aç" diye bas bas bağıran sahnelerde resmen piksel avına çıkıyorum (Buzlu cam sekansı ve yetişkinlerin sahildeki konuşması gibi).

      6- Yaban çakalı hem de ama nereden esti bu hoşlaşmalar, onu anlamadım. Kouichi'nin gözü Mei'den başkasını görmüyorken Izumi ne buldu ki çocukta? Belki de ben kaçırdım.

      Tuz o fakat ne amaçla yapıyorlar, nasıl bir kombo yakalanıyor hakikaten merak ettim.

      Captcha'yı kaldırdım şimdilik. Spam yorum bolluğu olursa farklı bir yorum modülü düşünürüm.

      YanıtlaSil
    3. Tuzlu karpuz... Lise 2de tarih hocamız bahsetmişti ama hiç denemedim.Bu yaz denemek farz oldu sanırım.

      4 için bildiğim kadarıyla kütüphaneci onu lanetin ulaşamayacağı kişiler için söyledi yani kendi gibi ilişkisi olmayanları teledonun sinyal çekmediği kısımlar gibi benzetme yapmıştı.
      6-Biraz kassa vericek resmen kız
      7-Kulaklığın bendeki gibi elektrik kaçırsaydı görürdün o ''manyak ötesi''deneyimi

      Bu arada bence bu seride Another olmayanlar Mochizuki,Mei,Akazawa(mei haklıysa Kouichi de)
      neden dersen Mochizukiyi seri başladığından beri sanki fazla göze batacak gibi yapmışlar sanki Another gibi gösterilmeye çalışılıyor gibi geldi(çizdiği resimler fln),Mei'nin olayı anlamadım ama Another olmadığına eminim çünkü ''Olmayan'' olayı şansa gerçek Anothere şansa tutacağını sanmam

      YanıtlaSil
    4. bende 4c'ye katılıyorum şuan için en mantıklısı o görünüyo.
      olmayan kişi o tayfadan olabilir.

      şimdi şöyle birşey var mei'nin yeşil gözü güya ölüleri görüyo o gözü annesi yapmış bu gözün üzerinde nasıl bi büyü varda ölüleri görüyo bu böleyse meinin annesinin büyülerle bi alakasımı var.
      madem ölüyü görüyo misakinin gözü neden sınıfta bu gözünü kullanmıyo ? (ölü kendisimi acaba diye düşünmeden edemiyorum O.o)

      YanıtlaSil
    5. anotherin orjinal sitesinde(http://www.another-anime.jp/character/ ) sınıftan sadece 7 kişiyi göstermişler diğerleeri sınıfın dışındaki kişiler bu 7 kişiden 1 tanesi öldü. bu kalan 6 kişiden biri olabilir O.o

      YanıtlaSil
    6. Mei'nin, Another'ın kim(ler) olduğunu bildiğini düşünüyorum. Mei'nin annesinden, kuklacı nineden, sınıftaki çocuklardan, kütüphaneciden... kısacası serideki herkesten şüphelenebiliriz çünkü amaçlanan da bu. 4 hafta kaldı ve belli ki son bölüme kadar bu akıl oyunlarına devam edeceğiz. Kendi adıma muhteşem bir final bekliyorum, o noktaya doğru adım adım ilerliyorlar.

      YanıtlaSil
    7. Bence sınıftakilerden biri veya en azından o sınıfla alakalı biri Another olur o yüzden aileleri pas geçmeliyiz.Muhtemel ölü ya öğretmen yada endingdeki öğrencilerden biri(önceki mesajımdakileri hariç tutuyorum hayla)

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi