• Area No Kishi - 01




    Futbolu seviyorum, futbolu seviyorum, futbolu seviyorum… ilk bölümde devamlı tekrarlanan sözdü. Çok klişe ve yavan bir sözdü ama aynı zamanda nostaljikti. Çocukluğumda Tsubasa’yla başlayan futbol sevgim sonra Benjamin’le devam etti. Tam ateş sönecekken bu seferde Tanaka meşaleyi parlattı. Hem de ilk ikisinin hiç parlatamadığı kadar. Area No Kishi’nin ilk bölümünü izlerken aklıma devamlı Aoki Densetsu Shoot! Serisi geldi. İzleyenler bilir o seride zaman zaman Kubo, ana karakterimiz Tanaka’ya görünüp “futbolu seviyor musun?” diye sorup işin eğlence yönüne vurgu yapardı.Lakin o soruda ilahi bir anlam, bir güç vardı. Karakteri harekete geçiren, güç veren bir şeyler. Farkındalık yaratan…

    Sonuç olarak Area no Kishi’de olaylar nasıl gelişecek tam bilmiyorum ama Aoki Densetsu Shoot!’ın genlerini taşıdığına ve o serinin havasını yakalayacağını düşünüyorum. Umarım yanılmam.

    İlk bölüm itibariyle abisinin gölgesinde ezilen ve bu yüzden futbolu bırakan ama saha kenarından ayrılmayan Kakeru’nun içsel çatışması gözümüze sokularak futbol sadece futbol değildir sözünün altını birde bu şekilde doldurdular. Futbol çerçevesinde anlatılan abi – kardeş dramının içine yan karakterlerle takviye yapılmaya çalışılmış. İlk bölümde çerçeveye giren Seven karakteri bu bağlamda katalizör görevi göreceği aşikar. Bu bölümdeki en sırıtan durum komedi unsurlarının eksikliği. Açıkçası birkaç kez tekrarlanan komedi provaları tarafımdan çok başarısız bulundu.


    2 Görüş:

    1. Açıkcası mangasını severek okuduğum bir seri ama anime için aynı şeyi söyleyemiyecem. Seslendirme benim mangayı okurken kafamda oluşturduğum seslerin yakınından bile geçmiyor. Bu da benim izleme hevesimi iyice köreltiyor açıkçası. Ama Area no Kishi güzel bir spor serisidir. Ona zerre lafım yok. Sadece Animesi benim mangasına olan sevgimi azaltacağı için animesinden uzak duracağım.

      YanıtlaSil
    2. Mangasını okumadım ama seri ilk iki bölüm itibariyle güzel sinyaller verdi. Zaten spor ile ilgili animeler bir şekilde kendini izletiyor. Area No Kishi'nin güzelliği nostaljik tadında bence.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi