• Mawaru Penguin Drum - 20



    Beyin nakli yaptırmaya hazır mıyız? Penguen'in, verdiği cevaplardan daha fazla soru üreten bir diğer bölümü. Bunun için sevmiyor muyuz zaten... Ben niye sevdiğimi bu bölümde nihayet keşfettim: Basit cevapları bulmamı çok zorlaştırdığı için Penguen'e tapıyorum.

    Basit cevaplardan ilki: Ortada bir elma varken neden ilk aklıma gelen Adem ile Havva olmaz?! Elma, elmayı yiyenlerin çektiği ceza (yaşamak), onu yedirmek için binbir takla atan yılan (Sanetoshi namıdiğer pembiş saçlı doktor/İblis)... Bu kadar basit bir gerçeği görmem neden bu kadar uzun sürdü?

    Elma: Kainatın ta kendisi. Tanrı, Nirvana, Yaradılış... artık ne derseniz.
    Elmanın paylaşımı: Sevgiyi her şeyin üstünde tutanların (ruh ikizlerinin) bir araya gelmesi.
    Momoka'nın günlüğü: İblis'in oyununu bozar, bozmuş zaten.
    Kanba: Masako'nun abisi ama gönlünü Himari'ye kaptırmış.
    Shouma: Takakura ailesinin tek ferdi.
    Himari: Annesini malum saldırıda kaybeden (herhalde yani) bir öksüz.

    Toplum tarafından istenmeyen ne varsa geri dönüşüme "atılan" bir dünyada geçiyor Penguen, ki buna çocuklar da dahil. Child Broiler, çocukları neye dönüştürüyor bilmiyorum ama Shouma ile okul arkadaşının topladıkları çöpler benzetmesini kullanan Penguen'in, bu geri dönüşüm prensibini toplumun her alanına uyguladığından eminim. "Penguen" ve "Eminim"... aynı cümlede kullandım, evet.

    Himari'nin alt/üst benliği olan Prenses'in (Survival Strategy! diye bağıran fıstık) herhalde Kiga Organizasyonu'na bağlı olduğunu düşünebiliriz. Ne de olsa Shouma'nın babası da aynı seviyeden konuşuyor. Bu arada Kiga: açlık-gündelik hayat gibi anlamlara geliyor...muş (online sözlük yalancısıyım). Bu kelimeden, tüm o geri dönüşüm anlatımından ve Survival Strategy'deki "hiçbir şeye değer vermeyen siz sefiller" mottosundan yola çıkarak Penguen'in, tüketim toplumuna fena laf soktuğunu da düşünebiliriz.

    Serinin pek çok referanstan beslendiği aşikar ama sanırım bunların arasında en sivrileni romantizm. Verdiğim wiki sayfasındaki "edebiyatta romantizm" bölümü okunursa, Shouma'nın kurallarla ilgili Himari'ye söyledikleri herhalde daha net oturacaktır. Sonuçta en başından beri sevgiyi yücelten bir yapımdı Penguen, hangi form veya şekilde olursa olsun...

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi