Geçen bölümde Takeru ve Kazuma’yı, Eden’ın dışında Komite’nin (Eden yönetimi ) güçlerinden kaçarken bırakmıştık. Bıraktığımız yerden başlayan bölümde ikili peşlerinde olan bir çuval robot tarafından tam da sıkıştırılmışlardı ki olaya Alan müdahale eder ve yönlendirmeleri sayesinde ikilinin peşindekilerden kurtulmalarını sağlar.
Komite, Takeru ve diğerlerinin yerini bulmakta gecikmez. Bulmamasına da olanak yok zaten. Bileklikler ve kameralar sayesinde komiteye yamuk yapanın Eden’da fazla şansı yoktur. Buldukları mesajların nereden geldiğini tahmin eden grubumuz hem Eden’da komiteden kaçış olmamasından hem de komitenin yalanlarını ortaya dökmek amacıyla mesajın geldiği diyara gitmeye karar verir. Bunun için eski bir üstte bulunan uzay mekiğine ulaşmaları gerekmektedir.
Alan; akil adam rolüyle Takeru va kankalarına yol göstererek, Taira ve çetesi de üçlünün komiteden kaçmasına yardım ederek bu bölüme damgalarını vuruyorlar. Alan ve Taira bu yardımların bedeli bir şekilde ödüyor tabii ki. Kazuma, bütün bu olanların arkasındaki büyük resme odaklanırken, şıpsevdi baş karakterimiz Takeru’nun motivasyon gücü hala resimdeki kızdan gelmektedir. Bismarck’a gelirsek elinde olsa bir mezar kazıp içine girecek kadar korkak bir görüntü sergileyerek bu adamdan bir cacık olmaz deyimini yaşatmaya devam etti. Bölüm başındaki kovalamaca sonuna kadar devam ederek bölümün temposunun düşmesine izin vermedi. Seri, bir uyanış ve başkaldırış hikayesini ilk üç bölüm itibariyle çok iyi işledi. Umarım sonunu da güzel getirirler.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.