• Mawaru Penguin Drum - 14



    Bir başka penguen haftası şenliklerinde beraberiz. Neyse ki artık yavaş yavaş anlatılanların hızı benim idrak seviyeme indi de konuya vakıf olmayı başardım. Günlüğün diğer yarısını kimin aldığını çözmüştüm de sebebini doğal olarak bilememiştim. Senaryonun her fırsatta hiç umulmadık sürprizlerle karşımıza çıkması çok hoş. Hem tahmin etmeye çalışarak kendimizi paralıyoruz hem de sonunda bu tahminlerin boşa çıkışından rahatsız olmuyoruz. Penguen'in kendine has bir formülü var ve onu dışarıdan kırmak neredeyse imkansız.

    Momoka... Serinin her ipliği bir şekilde bu hatuna bağlanmış durumda. Momoka elinde tuttuğu yumağı ufaktan bir titretse herkes patır patır dökülecek. Kardeşlerin ana-babaları trenlere düzenledikleri saldırıda diğer insanlarla birlikte Momoka'yı öldürmüşler. Ringo'nun ablası olan Momoka hem Tabuki'nin hem de Yuri'nin sınıf arkadaşıymış. Paso süre almaya başlayan Sanetoshi'nin ruh ikizi dediği küçük kız da herhalde Momoka çıkar. Momoka'nın herkesi birbirine yapıştırıyor olmasının tek nedeni de vakti zamanında tuttuğu günlüğü.

    Şimdi izlerken acaba mı dediğim, favori bloglarımdan birini gezerken görünce iyice kuvvetlenen bir teori atayım ortaya. Yuri'nin dış görünüşü biraz aldatmaca olabilir mi? Biseksüel takılan fıstık gibi bir hatun görüyoruz ama onu yalnızca Momoka'nın "tamamen" tanıdığını ve "yine de" güzel bulduğunu söylüyor. Yoksa Yuri bir transseksüel ya da hermafrodit olabilir mi? Rol arkadaşının yaptığı şantajı düşününce çok da mantıksız gelmiyor.

    Mala bağladığım iki haftanın ardından seriye yeniden kanım ısındı. Arap saçı gibi dağıldığı hissi veren senaryonun bir şekilde derli toplu hale geleceğine de şüphem kalmadı. Aslında buna zaten şüphem yoktu ama insanların anlayabileceği seviyeye gelemeyeceğinden korkuyordum. Belli ki Penguen hem gizli detaylarını izleyicilere keşfettirecek kadar dolu hem de karmaşık yapısını nakış gibi işleyecek kadar maharetli ellere sahip bir seri.

    4 Görüş:

    1. Acaba? Momoka denen hatun bizim Himari'nin evrim geçiren farklı bir kişiliği mi(Princess of the crystal )?? LOL

      YanıtlaSil
    2. Yaşları tutsa anime senin :) Sanetoshi gibi insanlara hayat verebildiğine göre bahsi geçen ruh ikizinin Prenses, Prenses'in de Momoka olma ihtimali yüksek ama Himari ile fazla ilgisi yok sanırım.

      YanıtlaSil
    3. benim aklımdan da aynı acaba geçmişti, hatta sallamanın sonu yok, bir acaba da himari arkadaşlarıyla barışırsa sanetoshi ve arkasındaki iki velede karşı güç dengesine varır mı sorusuna gelmişti ama bu kadar basit olmamalı di mi burada olaylar? :)

      YanıtlaSil
    4. Evet, o Triple H olayı da bir yerden bağlanacak sanki. Şu resmi daha yeni gözümüze soktular, herhalde ardını getirirler.

      Seri öyle bir hale geldi ki nasıl bir bağlama çekerlerse çeksinler herkes kabullenecek ama nasıl bağlayacaklarını hala merak edebiliyoruz.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi