• Mawaru Penguin Drum - 10



    İki bölüm önceki Shouma'nın kazasından devam ediyoruz. Natsume Masako'nun günlüğü ele geçirmek için yaptığı plan sonunda meyvesini veriyor ve geldikleri kumpasa karşı koyamayan kardeşler dımdızlak ortada kalıyorlar. Bölümün tamamı hastanede geçerken finale eklenen ufak sürprizle serinin kadrosunun henüz tamamlanmadığını görüyoruz.

    Öyle görünüyor ki oldukça ilginç ilişkiler yumağı serinin geneline hakim olacak. Kamba'nın dudaklarına yapışmak için bu kadar zahmete giren Masako'nun asıl amacının ne olduğunu çözmek şimdilik zor ama bir tahmin yapabilirim. Bölüm sonunda gördüğümüz penguen şapkalı çocuğun geçen hafta Himari'nin karşısına çıkan çocukluk aşkı olduğunu düşünüyorum. Project M'i yerine getirmek için bu kadar didinen Masako da sanki Kamba'nın eski sevgililerinin intikamlarını alıyor gibi. Tabii hala günlükten ne istediğini, Kamba'yı niye punduna getirmeye çalıştığını bilmiyoruz.

    Masako'nun nasıl hem Ringo'nun günlüğünü alabildiği hem de Shouma'nın başında beklediğini merak ettim. Belki de Tabuki veya onun karısı bu hatuna yardım ediyordur. Serideki hatunların, iş bitirme konusunda erkeklerin önüne geçtiklerini düşünürsek Masako'ya yardım edenin Yuri olması muhtemel.

    Gözle görülür biçimde düşen animasyon kalitesiyse bence serinin en büyük dezavantajı. Galiba bütçeyi iyi ayarlayamadılar ki henüz yarısına gelinmemiş bir anime için oldukça kötü bir haber bu. En azından birkaç bölüm daha "Survival Strategy" klibini tekrar tekrar izleyecekmişiz gibime geliyor.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi