• Katte ni Kaizou - 3



    Uçuk kaçık projenin 3. bölümü de çıktı. Öncekilerine nazaran mizah yönüyle oldukça zayıf kalan bölüm yine kendi içindeki 3 küçük hikayeden meydana geliyor. İlk bölümde romantik komedi furyasını eleştirirken ikinci bölümde 7-5-3 adı verilen bir gelenek hicvediliyor. Son bölümse Katte ni Kaizou'nun en önemli özelliklerinden biri olan tamamen kafadan sallama bir durum yaratıyor.

    İlk iki bölüme oranla yönetmenin tarzında biraz sapma olduğu aşikar. Sürekli erkekler üzerinden ecchi yaratan Tatsuwa Naoyuki bu kez 4. resimde de görüleceğe üzere sallanan memeler, hentainin çok sınırında dolaşan bir sahne ile bariz bir şekilde erkek seyircileri hedeflemiş. Açıkçası bu tutumu devam ettirmesi şimdiye kadarki iki bölümde meydana getirdiği yenilikçi ve cüretkar tavrını baltalayabilir. Dilerim, yine eskiye döner ve şoke edici komediyi sürdürür çünkü bu bölüm neredeyse hiç güldürmedi.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi