• Steins;Gate - 23



    Tamam, dağılabiliriz. Işıkları söndürün, televizyonu kapatın, ütüyü prizden çekin, ocağı kontrol edin, telesekretere mesaj bırakın, kapıyı kilitleyin çünkü senenin en iyisi nihayet ortaya çıktı!

    Nihayet dediğim için bana kızanlar olabilir ama serinin yan karakterlerinin geri dönüş fasılları benim o kadar da ilgimi çekmemişti. Daha doğrusu karakter gelişimi açısından mükemmel bir strateji olduğunu düşünsem de bu tekniği rutine bağlayıp tekdüze bir tempo yakalamaları bendeki heyecanı bir nebze olsun örselemişti. (Leyla ile Mecnun'a selam olsun)

    Fakat bu haftaki bölümle beni her şeyin başlangıcı ve sonuna geri döndüren, gerçekten muhteşem bir heyecan yaşadım. Bölüm başında oturup ekran görüntüsü almayı planlamıştım ama yalnızca Suzuha'nın göründüğü ilk kareyi "kaydedebilmişim", farkında bile değilim. Avuçlarım terledi, tüylerim dikeldi, kalp atışlarım hızlandı. Hiçbir anlamı olmayan "Steins;Gate" bu hafta beni resmen kendimden geçirdi.

    Son birkaç haftadır blogu okuyanlara ilk bölümü izlemekle ilgili zarf atıyordum. Umarım herkes bu arada izlemiştir çünkü tren artık kaçtı. Olağanüstü... hatta daha iyi anlaşılsın O-L-A-Ğ-A-N-Ü-S-T-Ü bir final geliyor! Mükemmel toparladılar. Suzuha ile Daru'nun ilk karşılaşmalarının neden paradoks yaratmadığını anlattılar. Son anda fırtlamış 3. Dünya Savaşı'nı bile Makise'nin ölümüne bağlamayı başardılar. Zaten şimdiye kadarki 23 haftayı aslında 2 haftaya indiren bu bölümdeki o inanılmaz sahneyi hiç anlatmıyorum. Zaman daha az önce sonlandı ve daha yeni başladı.

    Şu anda çok ciddi anlamda bir zaman makinesine ihtiyacım var.
    1 hafta beklemek resmen işkence...

    4 Görüş:

    1. ahaha Animedyumdan beklediğim yorum!

      Steins;Gate'nin 22 bölümünden aldığım hazzın tümünü, tek seferde tek bir bölümde tekrar aldım! Son sahnede kendimden geçmişim, tekrar tekrar izledim... ve bittiği gibi ben de sonun başlangıcına dönerek herşeyi tek seferde bağladım.

      Anime dendiğinde uzunca bir süre Steins;Gate belirecek gözümde...

      YanıtlaSil
    2. Bu bölüm için söyleyecek çok şeyim var ama hiçbir kelimem yok. Hala gördüklerimin kusursuzluğuna inanamıyorum. Mucize gibi bir şey bu bölüm.

      YanıtlaSil
    3. Mayushii's metal Upa!

      Epic episode...

      YanıtlaSil
    4. Steins;Gate ateşini öyle bir sıçrattın ki bana, az önce bölümü izleyene kadar bir panik-yangın aldı gitti. İzledikten sonra ise hak vermemek mümkün değil. İyi bir noktada bağlamalarını ummakla birlikte, açıkçası daha yavan bir iş çıkaracaklarını için için düşünüyordum. Tokat gibi bir bölüm oldu. Yani en sonunda; çılgın bilim adamımızın omuzuna elimi atmışcasına neşvet kahkahasında eşlik etmiş olmam, durumumu biraz tarif edebilir umarım. : )

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi