• NO.6 - 3


    NO.6NO.6
    NO.6NO.6

    Shion'un saçlar ne zaman ağıracak diye bekliyorduk, bütün bölümü komple bunu anlatarak geçirdiler. NO.6 küçük çaplı hikayesini iyice ağırdan alan, tam anlamıyla bir yaz seyirliği. İzledikten bir hafta sonra ne hakkında olduğunu unutacağımız lakin izlerken keyifli vakit geçirme ihtimalimizin bulunduğu oldukça sıradan bir anime. Shakespeare ile Oscar Wilde'a gönderme yaparak senaryosunu derinleştirme, enfeksiyonu anlatırken kullanılan orta karar animasyonla da görselliğini kuvvetlendirme çabasında. Elbette ki malzeme sağlam değilse üstüne yapılan bu makyajların hiçbiri değeri yok.

    Shion ve Nezumi arasındaki ilişkiyi takribi 17 dakika ayırarak geliştiren bölümde seriye yeni katılan bir karakter oldu. Koca bölümde ilgimi çeken tek şey de bu karakterdi. Kırık dökük bir otel işleten hatunun, müşterilerine soğuktan donmasınlar diye "köpek" vermesi benim ilk defa duyduğum bir yöntem. Oldukça da özgün sayılacak bir fikir. Bilim kurgu türündeki serinin yalnızca teknolojik yeniliklere değil, teknolojiden mahrum bırakılmış insanların uyguladıkları yeniliklere de eğilmesi hoşuma gitti. Bunun dışında bölümün geri kalanı bolca gereksiz diyalogla süreyi eritti.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi