• Higurashi no Naku Koro ni Kira - 1



    OVA kalıbını bulan da Japonlar, onun içine eden de. TV'de yayınlanmayacak olmaları bu bölümleri izleyen insanları pornocu sınıfına sokmamalı. Higurashi gibi harika bir projenin 10. yılı şerefine çekilen Kira serisinin kimi hedeflediğini anlamakta güçlük çekiyorum. Benim gibi seriyi sevmiş ve 5 dakika daha fazla izlemek için yeni eklentilerini bekleyen insanları mı yoksa alelade takılıp "bir şeyler" izlemek isteyen midesizleri mi? Şu ilk bölüm resmen tüm projeye yapılan bir saygısızlık kıvamında.

    2 yıl önce çekilmiş 5 bölümlük diğer bir OVA projesi olan Rei de gereksiz iki bölüm barındırıyordu ama hiç değilse kantarın topuzunu kaçırmamışlardı. Üstelik geri kalan 3 bölümüyle tüm projenin senaryosuna katkıda bulunmayı başarmıştı. Şimdiyse elimizde 4 bölümden oluşacak Kira projesi bulunuyor. 2 ayda bir ekrana gelecek serinin ilk bölümü içler acısı bir kıvamda. Keiichi'nin kendini tekrar eden fantezileriyle süslenmiş 17 dakikalık eziyetin ardından bu sefer de kızların fantezileri bir 10 dakika kadar sürüyor ve bölüm hentai sınırlarında dolanarak sonlanıyor. Bölüm sonunda Hinamizawa sendromuna atıfta bulunarak iyice gülünç duruma düşen yapımcılara laflar hazırlamıştım ama 2. bölümün fragmanını görünce anladım ki bu OVA serisi Higurashi'yi küçük düşürmek için hazırlanmış bir projeymiş.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi