• Break Blade



    Bir yıla yakın bir sürede ekranlara gelen Break Blade (Broken Blade) 50 dakikalık 6 bölümden oluşan bir proje. Örnekleri gittikçe azalan mecha türüne Production I.G. gibi bir firmanın animasyonlarıyla, Kokia gibi bir sanatçının müzikleriyle hak ettiği değeri veren, eli ayağı düzgün bir yapım. Mecha'yı büyük robotların veya makinelerin savaşmasına indirgemeyen, geçtiği/öykündüğü coğrafyanın (Mezopotamya) özelliklerini iyi analiz eden Break Blade keyifli ve heyecanlı bir seyirlik sunuyor.


    Teknolojinin "quartz" adı verilen bir mineralden beslendiği bir çağda istisnalar hariç herkes quartz'ın can verdiği eşyaları kontrol edebilmektedir. En ufak bir motosikletten devasa savaş robotlarına (golem) kadar yaşamın her alanına nüfuz etmiş bu teknolojinin kullanımına ise "büyü" adı verilmiştir. Kahramanımız Rygart ise bahsettiğim o istisnalardan biridir ve eski dostu, yeni kralı Hodr'un ricası üzerine quartz ile çalışmadığı için kimsenin kıpırdatamadığı Delphine'i kumanda etmeye razı olur.

    Bölümler ilerledikçe Rygart ile Hodr'un, Hodr'un karısı Sigyn'in ve Hodr'un düşmanı Zess'in aralarındaki ilişkilere tanık oluruz ancak bu ilişkilerin adı bir türlü konmaz, konamaz. Robotlar arası çarpışmaların doğal olarak büyük çoğunluğunu oluşturduğu bölümlerin geride kalan sahnelerinde bu dört kişinin gençlik yıllarındaki ahbaplıkları "hak geçmesin" samimiyetiyle gösterilir.


    Break Blade'in tek hatası bence başladığı birçok konu inşasının devamını getirememesi. Oldukça uzun bir zaman ayırıp anlatmaya çalıştıkları Zess'i bir süre sonra ortadan kaybettikleri gibi Sigyn'in Rygart'a karşı beslediği duyguları da sonuçsuz bırakmayı tercih ediyorlar. Seri başlarken de biterken de yalnızca hikayenin bir kısmını bizlerle paylaşıyor. Ne son bölümden sonra savaş bitiyor ne de üç kafadarın akıbeti belli oluyor. Üzerinde çok araştırma yapıldığı belli olan alt metinleri, türe saygı dolu yaklaşımı ve çok özen gösterilmiş animasyonuyla Break Blade gerçekten keyifli bir seyirlik sunuyor ama maalesef ötesine geçemiyor.

    2 Görüş:

    1. Mangasını keyifle takip ediyorum. Ancak yarattıkları dünyayı tam olarak kontrol edemedikleri hissi uyandırıyorlar. Son bölümler sıkıcı geçiyor. Aynı durumu animede de hissettim. Animasyonunu merakla beklediğim Girghe'nin Borcuse ve adamları ile olan savaşını fotoğraflarla geçiştirmeleri oldukça keyfimi kaçırmıştı. Mangayı okumadan izlemek için gerçekten keyifli bir anime.

      YanıtlaSil
    2. Ben de bir kararsızlık sezmiştim. Savaşlarda bile hiç beklenmedik anlarda sahne değişimleri uygulanıyordu. Animenin, insanları mangaya sevk etmek için çekilmiş gibi bir havası mevcut.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi