• Shiki - 20.5



    Bana "Şimdiye kadar izlediğin takribi 100-150 OVA'dan en iyiler listesi çıkarabilir misin?" diye sorsa birisi bu bölüm ilk 3'e, en kötü ilk 5'e girer. O kadar harika bir bölüm çekmişler ki acaba seri yayınlandığı sırada araya sıkıştırsalardı Shiki'nin anime portallarındaki puanı ne kadar artardı diye düşündüm. Yine gore fest yaratmalarını beğendiğimden değil, sonuçta vampirlerle ilgili bir anime izliyoruz ama bölümün ilk yarısında vampirlerin, ikinci yarısındaysa insanların çaresizlik hallerini göstermeleri gerçekten olağanüstüydü. Aslında bunu göstermeleri değil, gösterme biçimleriydi olağanüstü olan.

    30 saniyeliğine kasabadaki genç bir kadının vampire dönüşmeden önceki hayatından kısa bir kesit izliyoruz. Evlendiği için çok mutlu olan Nao oturduğu kafenin sahibi olan çifte heyecanlı heyecanlı evlilik telaşlarını anlatıyor. Hasegawa ve eşi onu buruk bir gülümsemeyle dinliyorlar. Yapımcılar o kadar acımasızlar ki bu sekansı direkt kesip kameralarını vampirlerin kasaba ahalisinden kaçışına çeviriyorlar. Hatırlayacağımız üzere Shiki'nin son 4 bölümü tam bir kelle avına dönüşmüştü. Doktor ve etrafındakiler pek çok farklı noktadan vampirlere saldırıyorlardı. Burada da Hasegawa'nın da içinde bulunduğu bir grup, yer altındaki tünellerde vampirleri kovalamaktalar. Nao da bu vampirlerden biri.

    Birkaç çok sert infazdan sonra vampirlerin başındaki Ebuchi (fötr şapkalı amca) karşı koymaya karar veriyor ve bu kez de vampirlerin saldırısı başlıyor. Fakat fazla uzun sürmeyen bu atağı çabuk dindiren kasaba halkı Ebuchi ve yanındakilerden bir kısmına kazık çakarken kalan vampirleri de çıkmaz bir tünele doğru sürüklemiş oluyorlar. Tam da bu noktada kasaba halkının inceden tırlatma seremonisi başlıyor. Bu detaya önem göstermelerine sevindim. Gerçekten de tam 20. bölümde ipuçları veren 21. bölümde iyice ayyuka çıkan bu buhranı hemen OVA'ya dahil etmişler.

    İsyan ettiren kelle avında artık sonlara gelinmişken sekans tekrar kesilip en baştaki kafeye dönüş yapıyoruz. Nao'nun heyecanı onun bir çam devirmesine yol açıyor. Ağzından çıkan soruyla Hasegawa'nın çocuğunu bir kazada kaybettiğini ve bu yüzden Shiki'nin geçtiği kasabaya taşındığını öğreniyoruz. Hasegawa bu kasaba insanlarının çok yardımsever olduklarını söylerken sekans yine kesilip kasaba halkının, "kazıkları kalmadığı için" yakalanan son vampirleri bağlayıp güneşin doğuşunu beklemeleri bizlere gösteriliyor. Güneşin ilk ışınlarıyla erimeye başlayan vampirlere daha fazla dayanamayan Hasegawa hepsinin acısına son vererek aklındaki yardımsever kasaba imajını yaşatmaya çalışıyor... ama çoktan iş işten geçmiş oluyor.

    2 Görüş:

    1. spoiler var mı bu ova'da ? normal seriyi daha izlemedim.

      YanıtlaSil
    2. Gırla hem de. Yakında 21.5 da gelecek, onda da spoiler olacak. Ara bölüm ama çok iyi bir ara bölüm yapmışlar, tamamen konuyla alakalı.

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi