• Tiger & Bunny - 7



    Bu kadar çabuk açıklayacaklarını beklemezdim ama yeni karakterimizin adı Lunatic, gerçek kimliği ise Yuri Petrov. Serideki kahramanların adalet kavramlarından mutsuz olan Lunatic kendi özel güçlerini kullanarak suçluları öldürme yoluna gidiyor. En eski adalet tartışmalarından biri olan "içeri mi atmalı, doğrudan mı asmalı" konusuna hiç giresim yok lakin animenin bu tartışmayı bir çocuk üzerinden fitillemesi hoşuma gitti. Tiger'ın bacağını tekmeleyen çocuk ve onun gibi düşünen bir sürü insan var. Anime de çok büyük ihtimalle kahramanlar gibi bunun tam tersi bir adalet anlayışına sahip. Herhalde bir süre bu ikircikli konuyu işlerler ama çok abartmazlarsa iyi olur.

    Bunny'nin geçmişi ve ailesini öldüren adamların dövmeleri iyice ayyuka çıktı sayılır. Sadece dövmenin ne anlama geldiğini ve adamların ne amaçla cinayet işlediklerini bilmiyoruz. Tiger'ın arabulucu abiliklerinden biraz sıkılmaya başladım. Bunny'nin yokluğunu doldurmak için katıldığı gösteride bile adamla dalga geçiyorlar. Onun sürekli ezilmesi üzerinden daha ne kadar mizah malzemesi çıkabilir ki? Herkesin hor gördüğü Tiger ne zaman tepki verecek? Bu lafların hepsini yutacak kadar büyük mü midesi? Tamam, iyilerin dostu kötülerin korkulu rüyası ol sen ama meşrebin de bu kadar genişlemesin.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi