• Sket Dance 1-7



    Kaimei Gakuin isimli okuldaki “Kampüs Destek Grubu” namıdiğer “Sket-Dan”ın başından geçen aksilikleri anlatan animede bu grubun kuruluş amacı öğrencilerin yaşadığı sorunları çözmeye çalışmaktır. Dişe dokunur işlerin eksikliği ve adı “Bir Grup Amele”ye çıktığı için Sket-Dan sürekli hor görülmektedir. Yalnızca üç üyesi bulunan grupta tatlı şeylere olan zaafıyla bilinen “yanki” kızımız Himeko Onizuka, bilgisayar vasıtasıyla konuşan Switch ve klubün kurucusu Yuusuke “Bossun” Fujisaki bulunmaktadır.

    Seri hakkında söyleyebileceğim fazla bir şey yok. Her bölümünde güldürmeyi hedefleyen, çoğunlukla klişe, bazen de özgün espriler barındıran eğlenceli bir anime. İzlerken hiçbir beklentiniz yoksa size zevkli anlar sunuyor ama kendini asla geliştirmiyor. Her bölümü neredeyse bir öncekinin üstüne yapıştırılıp belli temalar etrafında dönen bir yapıya sahip. Tekdüze bir anlatımla komedinin harmanlandığı, bunları da (kendine göre) çok renkli karakterleriyle bütünleştiren sıradan bir anime Sket Dance. Kafa dağıtmak için çerezlik kısacası.


    2 Görüş:

    1. ilk 3 bölümü izledim, eğlenceli bir komedi serisi, mangası da 140 sayıyı geçti anlaşılan uzun bir anime serisi olacak, umarım gintama'da olduğu gibi drama ve komediyi karıştırmazlar, öyle bölümler sıkıcı oluyor benim için.

      YanıtlaSil
    2. Hmm, 3 bölüm izlediysen bu yorumuna şu anda cevap vermem doğru olmaz o halde :)

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi