• Hanasaku Iroha - 6



    Bir hayli değişik bir bölüm izledik. Büyük anne ve otelin müstahdemi dahil olmak üzere Ohana'nın amcası Enishi gibi pek fazla süre bulamayan yan karakterler hak ettikleri süreleri bulmaya başladılar. Serinin 6 ay süreceği haberini aldıktan sonra bu kadroyla ilgili yapımcılardan tek beklentim de buydu ve şimdi yerine getirildiğini görmek benim için mutluluk verici. Aksi takdirde sadece Ohana'yı izlemek bir süre sonra canımı sıkabiliyor ki çok sevdiğim bu kız bazı bölümlerde verdiği gereksiz tepkilerle seriye karşı ilgimi zayıflatabiliyor.

    Bölüme gelecek olursak danışmanlık hizmeti veren Takako Hanım teşrif ediyor ve otelin çağı yakalayabilmesi için hizmetçilerin üniformalarını değiştirmeyi uygun görüyor. Ohana ile Nako bir süre müthiş frapan Çin işi elbiselerle ortada dolanıyorlar ama sonuçta her ikisi de bu elbiselerden memnun olmayınca çözümü başka bir yerde buluyorlar. En nihayetinde Enishi'nin otel için istediği canlılığı saman alevi gibi sağlayan ikili yeniden eski üniformalarına dönüyorlar.

    Ohana'nın çalıştığı otelin fazla müşteri alamadığını biliyoruz. Gelen müşterilerin de ahbap sınıfından davranmaları daha önce de geldiklerini ve otelin bir bakıma gediklisi olduklarını gösteriyor. Yeni müşteriler çekebilmek için hizmetçileri öyle seksi hallere sokmak kısa sürede işe yarayabilir ama uzun vadede otelin huzurunu kaçırır. Patronun bile vakti zamanında bilfiil çalıştığı bu otelin belli geleneklere sahip olduğu anlaşılıyor. Ohana da nihayet bu gelenekleri ileriye taşıma işinde, yani yönetimde inisiyatif almaya karar veriyor.

    Sonuç olarak Ohana’nın büyük annesinin geçmişi, Ohana'nın annesi ve Ohana’nın büyük babasıyla ilgili birkaç satır arası yakaladık. Özellikle büyük anneyi biraz daha işlemeleri herkesin yararına olacaktır sanırım. Neden Ohana'nın annesini evlatlıktan reddettiğiyle başlayabilirler mesela. Bir de çok canımı sıkan bir sahnede Tohru'nun Ohana'dan hoşlanmaya başladığını gösterdiler gibi oldu, aman diyeyim. Çok açılı aşk üçgenlerine itirazım yok da özellikle böylesi bir ilişkiden nemalanmaya çalışmak seriyi çok basitleştirebilir.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi