• Gyakkyou Burai Kaiji - Sezon 2 - 1-7



    Adamım Kaiji geri geldi! İlk sezonda mafyanın türlü ayak oyunlarına kafa tutan, son saniyeye kadar büyük patronu al aşağı etmek üzere olan kahramanımız maalesef yeniliyordu. Bu mağlubiyetin bedelini eliyle ödemesine rağmen borcu kapanmamıştı. Elbette ki mafya her zaman borcunu geri alır. Şimdi Kaiji iğrenç bir taş ocağındaki iğrenç şeflerine karşı Chinchirorin oynayarak 1 günlük özgürlük kovalamakla meşgul.

    Anlatıcı dış sesin ara sıra komik olacak kadar feci gaz konuşması haricinde seride değişen bir şey yok. Çizimler ve sesler (sa-wa!) tam gaz devam ediyor. Kaiji yine içine düştüğü bataktan burada edindiği arkadaşlarıyla birlikte çıkma gayretinde. İlk bölümlerde tipik Kaiji zayıflığını göstererek borcunu katmerlerken son bölümde artık mücadeleci ruhunu ortaya çıkardı. Bundan sonra düşmanları düşünsün!


    Kaiji öyle ya da böyle bu taş ocağından kurtulacaktır, ona hiç şüphem yok. İlk sezonda olduğu gibi yine muhtemelen 3 farklı arc izleyeceğiz. İlkinin bitmesine çok az kaldı, büyük ihtimalle bu hafta düğüm çözülecektir. Kaiji buradan çıktıktan sonra Hyoudou Kazutaka'nın peşine düşer mi bilmiyorum ama intikamını alması tek dileğim. Seri oldukça tutulduğu için bu sezon da bitirmeyebilirler. Gerçi bana göre hava hoş çünkü izlerken gerçekten büyük zevk aldığım bir anime.

    Unutmadan, bu serinin ED'si bir animede gördüğüm en rahatsız edici 10 şeyden biri.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi