• AnoHana - 2



    AnoHana'da tarif edemediğim bir durum var. Arkadaş grupları etrafında geçen dizilerde yazılı olmayan ama izleyici garantili bir formül kullanılıyor. Nedir bu? Grup üyelerinin 3 erkek ve 3 kızdan oluşması. Friends ve Coupling gibi örneklerde rahatlıkla karşımıza çıkan bu formülü kullandığını belli etmemeye çalışan dizilerse ufak değişikliklerle "taklit" yaftasından kaçındılar (How I Met Your Mother, The 70's Show vb.). AnoHana'nın da bu formüle bir yerden ayak uydurduğu çok belli. Peki onu 2 bölümde bile farklı kılmayı başaran ne?

    Tonu elbette. Renk paletindeki tonları kastediyorum. Güldüğümüz sahnelerde bile kahkaha atamıyoruz, hüzünlendirilen anlarda bile içimizden ağlamak gelmiyor. Demek ki seyirciye -şimdilik- oynamıyor AnoHana ki bu da 3 ay sürecek bir anime için yepyeni bir durum. Yine de yumurta kapıya dayanıp Menma'nın nasıl öldüğünü izlediğimizde bu koşulların üstü örtülecek ama o zamana kadar zaten karakter gelişimini tamamlamış olacaklar.

    Ben animenin üslubunu çok sevdim. Bir kere serideki gençler "genç" kavramını tastamam doldurmuşlar. Alışılageldik diyalogların yerini "bacaklarını kapalı tutamayan kızlarla arkadaş olmak" ve "Vietnamlı kızların nasıl taş oldukları" gibi muhabbetler almış. Bir kez daha seyirciye oynanmamış... aslında oynanmış da sadece belli bir yaştaki kitleyi yol yakınken yakasından silkmek için. Kısacası gençlere ve yetişkinlere yönelik bir yapım AnoHana. Çocuklara ve çocukça animeler izleyenlere göre değil.

    Bölümle ilgili çok anlatacak bir şey yok. İlk bölümde de 6 karakterle ilgili az-çok fikir sahibi olmuştuk, bu bölümde de üstüne koyarak aynı tarzı devam ettirdiler. Birkaç bölüm daha böyle de sürecektir. Gıdım gıdım gençlerin aralarındaki bağlar işlenecek ve geçmişteki talihsiz günün detayları kısacık flashbacklerle bize anlatılacaktır. Animenin ne yöne doğru gittiğini görebiliyorum, sonunun nasıl biteceğini de az çok kestiriyorum ama işte tarif edemediğim durum izlemem için beni motive ediyor. Bu noktadan sonra tarif etmeyi de pek umursayacağımı düşünmüyorum.

    1 Görüş:

    1. Dram mı yoksa trajedi mi? Daha tam adını koyamadım ama AnoHana gerçekten kendine bağlıyor insanı. Şimdilik tek ağırlığı Jintan'ın konuşmaları biraz fazla kaçıyor ama oda animeye ayrı bir hüzün katıyor. Ayrıca Durarara'dan sonra bir animenin openningini seviceğimi düşünmemiştim ama AnoHana hem openning hem de endingleriylede tam not almayı hak ediyor

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi