• Mahou Shoujo Madoka Magika - 5



    There's No Way I Would Regret It

    Bu serinin çizimlerine bayılıyorum.

    Hemen açılıştaki Kyuubee-Sayaka sekansı harika bir animasyona sahip. Önce kutsanma törenini andıran bir atmosfer cereyan ediyor, sonrasındaysa kızın büyücü olduğu andaki düşüşü feragat ettiklerinin simgesi gibi gösteriliyor. Bunlar olurken de nefis bir müzik ve tezat renkler kullanılıyor. Bu sekansın etkisi yeni dinmişken hemen akabine Sayaka'nın hastanenin çatısına çıkardığı Kyousuke yerleştirilmiş. Oradaki çizimler ve atmosfer de harika. Shaft'ın prodüksiyonda -en azından- bu seri için istikrar yakaladığından bahsedebiliriz. Kolay görünse de bölümleri izlediğimizde ne kadar masraflı çalıştıklarını anlayabiliyoruz. Her hafta rutin animasyonunu 5-6 dakikalığına terk ediyor ve çok alakasız çizimlerle bezenmiş çarpışma sahneleri izletiyorlar.

    Konu namına gelişim göstermek için bölümün son çeyreğini beklememiz gerekiyor. Öncesinde Madoka'nın titrek tavırları ve Homura'nın vaazları bizi bir süreliğine oyalıyor. Son kısımda ise şehrin yeni kabadayısı namıdiğer büyücüsü Kyouko sahne alıyor ve bu işi nasıl bir oyun gibi algıladığını bizlere sergiliyor. Henüz cadıya dönüşmemiş ruhları avladı diye Sayaka'yı fırçalıyor. Bu noktada mide bulandırıcı bir izahla "oyunu" nasıl gördüğünü açıklıyor. Ruhların insanları yiyip cadıya dönüşmeleri gerekiyor çünkü bir büyücü ancak cadıları avlayarak kesesini doldurabiliyor. O güç tarafından gözü körleşmiş bir Mami'den bahsetmiştim ama Kyouko gerçek anlamda bir güç delisi çıktı. Kız resmen bir baş belası ve bizim kızların başlarına daha çok çorap örecekmiş gibi görünüyor.

    Öte yandan Kyuubee denen yaratık artık iyiden iyiye nasıl bir tüccar olduğunu gösterdi. 2 liralık şemsiyeyi sağanak bastırınca 10 liraya satan işportacılar gibi ayak üstü hemen Madoka'ya büyücülük teklif etti. Öncesinde Kyouko'yu doldurması, Sayaka'ya hiç yardım etmemesi, Homura'yı tanımamazlıktan gelmesi falan resmen içten pazarlıklı olduğunun kanıtlarıydı. Artık hiçbir şüphem kalmadı, bu yaratık insanların en zayıf anlarını kolluyor (belki de kendi yaratıyor) ve o anda hamlesini yapıveriyor. Biri kafasını koparsa rahatlarım, o derece nefret ediyorum. Seri ilerledikçe daha ne hinlikler kovalayacağını göreceğiz ama bölümün sonlandığı nokta gelecek haftanın biraz daha düşük tempoda geçeceğini gösteriyor.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi