• Hourou Musuko - 6



    Cultural Festival

    Romeo ve Jülyet oyunu beklentilerimin aksine hemen sonuçlandı ve fazla da dram yaşatmadı. Oysa ben bu piyesin karakterlerin patlama yapacakları bir zirve olarak görüyordum, azıcık hayal kırıklığına uğradım. Bu zirveyi yaşatmak yerine Ariga Mako (gözlüklü oğlan)'nun karakter gelişimini izledik. Mako'nun sürüklediği bölümde Saori'nin de bir miktar insancıllaşabildiğini gördük. Önüne geleni tersleyen, hepsine laf sokmaya çalışan Saori beklenildiği üzere Romeo rolüne saatler öncesinden büründü ve kusursuz bir performansa imza attı. Mevcut durumda sanki Nitori ve Takatsuki artık animenin başrol değillermiş gibi oldu. Muhtemelen Saori ve Mako üzerine yoğunlaşan bu arcın etkisi olsa gerek. Tempo biraz düşse ve gereksiz sahnelerle ucundan komediye değinilmiş olsa da yan karakterlerin hazırlığı açısından elzem bir arcı bitirdik.

    Piyes dolayısıyla sürekli Nitori'yle mukayese edilen Mako'nun özgüven eksikliğine odaklanırken Saori'nin de arkadaşlarıyla arasındaki buzları eritebileceğini gördük. Aynı şekilde Saori'nin Mako'yu performansından dolayı tebrik etmesi ve aslında kendine verilen çiçeği çocuğun gönlünü almak için ona vermesi bu kızdan beklenmedik bir davranıştı. Hepsi bir kenara Nitori'ye geçen bölümlerde musallat olan Anna (esmer model)'nın seriye yeniden kazandırılmaya çalışılması gelecek hafta meyvelerini verecek gibi. Nitori'ye cep telefonu askısı hediye eden bu kızla Nitori arasında bir ilişki doğmasını bekliyorum. Gerçi Nitori'nin gözü Takatsuki'den başkasını görmediğinden bu ilişki başlamadan biter ama sanki Anna'nın şansını zorlayacağını düşünüyorum.

    Korku sınıfında geçen sahneler bölümün gerilimini yerle bir ederken bu dakikaların sırf Mako'nun rahatlaması için konduğu bana pek tutarlı gelmedi. Olsun, bu animenin arada bir tökezlemeye de ihtiyacı var. Öte yandan okula takım elbiseyle gelen Yuki'nin birkaç bölüm önce Takatsuki'ye nasihatler verdiğini biliyoruz ama bu kadının serideki konumunu henüz çözebilmiş değiliz. Gerçi bu bölümde takım elbiseyle karşımıza çıkması Takatsuki'nin kimi örnek aldığını göstermeye yetiyor ama bu kadının biraz da geliştirilmeye ihtiyacı var gibi.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi