• Gosick - 8



    Howling Echoes From the Kingdom of the Past

    Ne? En kötü bölüm mü?

    Geçen hafta kaldığı noktadan başladılar ama bu sefer V'nin hızına kimse yetişemedi. Kızın çarçabuk olayları çözmesi nedense sadece izleyicilerin sinirine dokunuyor, yapımcılar buna iyice alışmışlar gibi. Bir polisiyede interaktifliği sağlayamayacaksan çekmenin ne anlamı var ki? Hadi ben kafası çok ağır çalışan biri olayım ve V kadar hızlı çözemeyeyim. Peki kızın açıklamalarını yutmak için bir de embesil mi olmam gerekiyor? Bir fındık tanesi sayesinde diğer iki elemanın ölümlerini aydınlatan V aynı zamanda Sergius'u da aklamayı başarıyor. Meğersem kasabaya gelen üçlü aslında hırsızmış da aralarındaki bir husumetten dolayı bir tanesi diğer ikisini öldürmüş. V tüm bunları sadece bir fındık tanesinden yola çıkarak çözüyor... yersek!

    Yan gizem safdışı edildikten sonra sıra V'nin annesi Cordelia'nın aklanmasında. Bu sefer fındık yok ama muhtemelen eline su dökülemeyecek bir berbatlıktaki oyunculuk var. Hizmetçinin kulağına Japonca sözler fısıldanmasından sonra gaza gelip her şeyi itiraf etmesi saçma. Akabinde kadının eski kralı nasıl öldürdüğünü anlatması daha da saçma. Evet, bu arada benim kasaba, köy, kent diye geçiştirdiğim bu yerin adı Seyrun Krallığı'ymış. Önemli mi, şimdilik değil. Büyük yapbozun bir parçası sadece. Hizmetçi saatin içine saklanarak kralı sırtından bıçaklamış. Peki aynısını Cordelia da yapmış olamaz mıydı? Adam sırtından bıçaklandı diye Cordelia'yı suçsuz bulmuştuk ya hani, ne farkı kaldı şimdi? Berbat bir bağlama ama bitti sananlar yanılıyor.

    Hizmetçinin ölüm kararı çıkıyor ve herkesin elinden kurtulan kadın her yeri ateşe veriyor. Saniyede 1243545.32 km hızla ilerleyebildiğini gördüğümüz bu kadın kuşbakışı çekimlerde adeta 10 evin üstünden uçabiliyor. Alevlerin farklı yerlerde yanmaya başladıklarını ilk gördüğümde kadının bir suç ortağı olduğunu zannettim ama böyle bir detaya hiç kasmadılar bile. Fakat durun, daha saçmalık bitmedi. Köprüdeki dövüş sahnelerinde azıcık toplamaya çalışan yapımcılar Kujo uçurumdan düşerken sadece Victorique tarafından yakalanmalı. Neden ya? Köprüden koşarlarken arkada Grevil ve afro saçlı hatunu görmemiş miydik? Onlar süs diye mi oradalar? V ile Kujo arasındaki karakter gelişimini ilerletecekler akılları sıra. Rezalet.

    Bölüm sonuna doğru V'nin annesinin yaşadığını gördük. Yanındaki artiz de büyük ihtimalle iki bölüm önceki sihirbazdı. Bu bölümde de değinilen sihirbaz herhalde Seyrun Krallığı'na elektriği getiren kişi. Büyük ihtimalle de fotoğrafı saklayan ve V'yi biraz manipüle etmeye çalışan da aynı kişi. Anime 24 bölüm süreceği için gelecek bölümlerde daha çok gizem aydınlatılacak ve hepsi de büyük yapbozun tamamlanmasına yardımcı olacak lakin bu bölümün bir benzerini daha çekmek intihar etmek olur, umarım tekrarlamazlar.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi