I'm Not Afraid Anymore
Madoka gibi pembiş saçlı kızların olduğu animelerde böylesine kapkaranlık bölümler çekiyorlar ya değmeyin keyfime demek istiyorum. Her şey toz pembe başlayıp ağzımıza bir parmak bal çalındıktan sonra bir anda feci hamlelerle kendimizi zehirlenmiş hissediyoruz. Damardan girip ruh halimizi bozan böyle bölümlere gerçekten bayılıyorum.
Neyin bu kadar dengemi bozduğundan bahsetmeyeceğim. Onun yerine Madoka'nın hala bir dilekte bulunamayışından ve biraz da Kyuubee denen yaratığın ne mene bir şey olduğunu anlatacağım. Madoka özgüvenini yitirmiş, her yaptığı işte başarısız olduğunu düşünen kırılgan yapılı bir kız. Kendine örnek alabileceği annesiyse her gün delicesine çalıştığından feyz alınması imkansız bir kadın. Mahou Shoujo olmak için bulunması gereken tek dileği bile garip bir mantıkla seçmiyor... daha doğrusu seçiyor ama buna bildiğimiz dilek kavramını yapıştırmak imkansız. Öte yandan Kyuubee'nin bazı olaylara neden bu kadar seyirci kaldığını anlamıyorum. Yaratığın Mami'nin geçirdiği araba kazasında bir anda bitivermesi, kızın çaresizliğinden yararlanmak olabilir. Ha keza bu bölümde yaşananlarda da kızlara hemen dilekte bulunmalarını dayatması onun da pek göründüğü kadar masum olmadığına işaret ediyor.
Bir de iki bölümdür bize sunulan cadıların fonlarında neden hep göze hoş gelen unsurlar kullanılıyor olabilir? Bunun cevabını bilmiyorum. Geçen bölümde güller, bu bölümde pastalar ve kekler. Cadı demeye bin şahit isteyen bu yaratıkların sahnelerinde kullanılan iki boyutlu planlar bana biraz akıl jimnastiği yaptırdı. Tamamen farazi konuşuyorum ama acaba kızların gündelik yaşamları gerçeği, cadıların bulunduğu sahneler dekorlardan meydana gelmiş bir suni gerçekliği anlatmak için çiziliyor olabilir mi? Eğer durum böyleyse kızların içine çekildikleri ve henüz farkında olmadıkları bir tuzaktan da bahsedebiliriz. Ben hala şu Kyuubee denen hayvancıktan işkilleniyorum.
0 Görüş:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.