• Panty and Stocking with Garterbel - 13



    Bitch Girls / Bitch Girls 2 Bitch

    Eğlenceli bir aksiyonla bu güzelim seriyi tamamladık... şimdilik.

    Açıkçası pek beklediğim kadar bomba bir final olmadı. Ben bu bölümdeki çarpık çizimleri hiç sevemiyorum. Hele ki aksiyonu bu çizgilerle anlatmaya kalktığınızda eğer süper yetkin değilseniz kesinlikle elinizde patlıyor. PSG'nin çizerleri şimdiye kadar çok farklı teknikler denediler ve birçoğunda hayli başarılıydılar ama en iyi oldukları tarz çoğu bölümde gördüğümüz rengarenk ve karikatür misali koyu hatlı çizimlerdi. Dolayısıyla bu bölümde kullanılan teknik bana çok karambol geldi ve ilk dakikasından son anına kadar bir türlü ısınamadım. Sağlık olsun, önceki bölümlerin hatırına serinin puanını sırf finali yüzünden kırmaya niyetim yok.

    Çizimleri bir kenara bırakırsak oldukça komik ve eğlenceli bir bölümdü. Garter'ın sürekli ölüp ölüp dirildiği anlardaki "God-My-Oh" kombinasyonu nefisti. "Kutsal Ana"nın indiği sahneler süper eğlenceliydi. Bölüm açılışındaki çiftlikte yaşanan çatışma sahneleriyse harikaydı. Bunların haricinde bölüm sonunda yapılan manevra ikinci bir sezonun müjdesini verdi ama henüz bu haber kesinlik kazanmadı. Gerçi şu noktadan sonra olası bir ikinci sezonun hangi karakterlerle anlatılacağını ben kestiremiyorum. Brief, Garterbelt ve Chuck'ın oluşturacağı hiçbir grubu izlemek için can atmam.

    Velhasıl güzel ve eğlenceli bir seriyi geride bıraktık. Özellikle son 1 aydaki periyot beni fazlasıyla tatmin etti. Kafanızı dağıtacak, aralarında hiçbir bağ bulunmayan bölümlerle eğlenceli dakikalar geçirmek istiyorsanız PSG'nin mizah anlayışı kesinlikle hoşunuza gidecektir. İlk 5 bölümdeki bol cinsellik ve iğrençlik dolu güldürüler belki başta sizi itse de 6. bölümden sonra bu diziye kesinlikle bağlanacak ve devamını da bir çırpıda getireceğinize emin olabilirsiniz.

    0 Görüş:

    Yorum Gönder

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi